29

1K 106 49
                                    

Jungkook'un baya baya ruh eşini, yani beni, bırakıp gittiği günün ardından hastalanmıştım. Ateşimin çıkması, öksürük krizlerine girip burnunun akması gibi olan bir hastalık değildi bu. Sadece bedenimi kendim rahat kımıldatamayor ve bir bardak suyu bile tek başıma içemiyordum. Üç gün geçmişti. Tamı tamına üç ya üç! Birinin ruh eşi olma işi hep güzel gelmişti bana. Ne bileyim masallardaki gibi birbirlerini sonsuza dek sevme işi gibi hayal ederdim ama şu an ki durumumdan sonra bunun hiçte güzel olmadığını ve lanet olası bir bela olduğunu düşünmeye başladım.

"Yoongi." odaya giren Jin'e döndürdüm başımı. Bunu yapabiliyordum en azından... "hmm?" pekâlâ konuşabiliyordu ama üşenmiştim. "Jungkook geldi." o hiçbir şaşırma mimiği bulundurmazken ben gözlerimi kocaman açmıştım. Sonunda gelmiş miydi yani? Buradan kurtulup kendi evime gidebilecek miydim artık?

"Hey," başımı tekrar ona çevirdim. "burada sana işkence yapıyormuşuz gibi konuşma. Hamarat ellerimle sana çok güzel yemek yaptım o kadar. Nankör insan seni." gülmemek için dudağımın iç kısmını ısırırken odadan çıkmıştı. Onun ardından Jungkook girdi. Tanrım... yosun kokusunu nasıl özlemişim. Yüzündeki küçük tebessümle gelip yanağın kenarına oturdu. Bir süre birbirimizi izledik. Gözlerimle onu severken o da bir eliyle yüzümü sevmeye başladı. Annesiyle giderek beni bu hale getirdiği için onu affetmek istemiyordum ama her zaman olduğu gibi yine bir sebebi olduğuna emindim. Yüzüme doğru eğilip öpecekken başımı çevirdim. Beni bu şekilde yumuşatıp sonra da onu kolayca affetmemi bekliyordu ama hayır. Maymun gözünü açtı artık.

"Sevgilim özür dilerim. Lütfen izin verde tekrar zinde olmanı sağlayayım." kaşlarımı çattım. "Yine öpücüğünle mi hallolacak bu, başka bir şekilde olmuyor mu?" eğer öperse dayanamazdım. Küs kalamazdım ona. "Oluyor desem ne fark eder ki, ben seni bu şekilde iyileştirmek istiyorum." sözleriyle sinirim artarken "iyi" dedim. "Öp o zaman." hırslanmıştım ve öpücükten sonra da onu affetmemeye kararlıydım. Her zaman ıslak olan dudaklarını benimkiyle birleştiği an tüm dengem alt üst oldu bir anda. Öpüşüne karşılık verirken bedenime gücümün geri geldiğini hissettim. Kollarımı boynuna dolayarak işin içine dillerimizi de karıştırdım. Ellerinin belimden kalçama indiğini hissettiğimde geri çekildim. Nefes nefese şiş dudaklarıyla yüzüme bakması fazla tahrik edici görünüyordu.

"Yapmak istiyorum."

Kaşlarımı çatarak yüzüne bakmayı sürdürdüm. "Anlamadım, ne yapmak istiyorsun?" dudaklarını yalayıp gözlerini etrafta gezdirdi. Sanki doğru kelimeleri seçmeye çalışıyormuş gibiydi. Kararlıca gözlerimin içine bakmaya başladığında başımı salladım konuşması adına. "Demek istediğim, beraber olalım. Bedenen bütün olalım. Birbirimizin olalım." ayağa kalkıp odada dolanmaya başladım. Zihnimi okuyabiliyordu ve aklımdan onu affetmeyeceğimi geçirirken şimdi böyle bir şey söylesi çok saçmaydı. "Jungkook ben eve geri dönmek istiyorum artık. Sen de rahatça annen ve babanla vakit geçirirsin." ciddi olduğumu sonunda anlamış olacak ki o da kaşlarını çatarak ayaklandı. "Bensiz iki gün bile yaşayamazsın." şaşkınca suratına bakıyordum artık. Dediklerinin farkında mıydı o, gerçekten öyle bile olsa bu şekilde söylemesi ne kadar doğruydu ki?

"Jungkook. Evet gitmek istiyorum. Yoruldum, yeter." kafasını sallayıp dolaptaki eşyalarımızı çıkartarak valize yerleştirmeye başladı. "Tamam, dönelim. Ama kara yoluyla değil." ofladım. "Fark etmez, evime gitmek istiyorum. Büyükbabamların da dönmesine iki gün kaldı." valizin ağzını kapatıp kapının önüne koydu. "Bu gece 3 gibi çıkacağız. Hazır olursun." başımı salladı. "Güzel." imalı imalı birbirimize bakarken kapı açılıp içeri bir anda Jin girdi. Arkasından da mahçupça gülümseyen Namjoon.

"Aklınızı mı kaçırdınız siz?! Bu ne ya, siz ruh eşleri misiniz yoksa devre mi?!"

"Jin biz karışmasak mı?" Namjoon eliyle Jin'in belini kavramışken SeokJin bir çırpıda ondan kurtulup bize bir adım daha attı. "Çabuk Jungkook'la barışıyorsun Yoongi." yine sinirleniyordum. Jin ne alakaydı ki şimdi? "Ne münasebet canım, affetmiyorum."

Lake Person | YoonKook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin