Büyükbabamın kapıyı çalıp içeri girmesiyle Jungkook o iri bedeniyle yorganın altına saklandı.
"Kahvaltıya gelmiyor musun evlat?"
Gülümseyip beni duyabilmesi için bir iki adım yaklaştım. "Üzgünüm, geç kalktım. Hemen üstümü değiştirip geliyorum. Siz beni daha fazla beklemeyin başlayın."
Anlayışla başını sallayıp kolumu pat patladı ve çıktı. Kalbim götümde atarken Jungkook'a baktım. Bedeni cidden görünmüyordu. Yatağa ilerleyip yorganı kaldırıp baktım.
Onu görmeyi beklerken karşıma yengeç çıkmıştı. Şokla yengeçi elime aldığımda, gözlerinden Jungkook olduğunu anladım. İnanamıyorum şekil değiştirme gücü vardı!
"Aman Tanrım, Jungkook! Bu efsane bir güç."
Ben yengeçi -yani Jungkook'u- incelerken bir andan ışık saçıp insan bedenine geri döndü. Bunu elimdeyken yaptığı için ışıktan korkup dönüşmeden yatağa fırlattım yengeç bedenini.
Sessiz olduğunu düşündüğü kahkahasını atıp ayaklandı. Bu arada, hatırlatmış olayım, hâlâ Jungkook'un üstünde sadece bakstır vardı. Saçımı karıştırıp yanağımı öptü.
"Şimdi sen daha fazla büyüklerini bekletme de git. Sonra göle gel, tamam mı?"
Cevap vermem için gözlerini gözlerime dikmiş bakıyordu. Cidden Jungkook'un güçlerini falan merak ediyorum ve ona sorular sormak istiyorum ama beni korkutuyor. Ani çıkışları özellikle. Ya, beni ruh eşi sanıyor ya!
"Yoongi, gelmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim."
Bıkkın bir şekilde beni tehdit ettiğinde, adrenalin seviyem yavaşça artarken kabul ettim.
"Tamam, tamam geleceğim. Git artık."
Gülümseyip burnumdan öptü bu sefer. Öpücüklerine hiçbir tepki vermiyordum ve vermemeye devam edecektim. Somurtup odadan çıktım. Nasıl gideceğini merak ediyorum ama şu an ondan kurtulma isteğim daha ağır bastığı için büyükannemle büyükbabamın yanına gittim.
°•°
Kahvaltıdan sonra odama çıkıp beyaz bir tişört giyip, altıma da açık renk yırtık bir kot geçirip evden çıktım. Ya beni ne yapacaktı da bu kadar çok bastırarak çağırdı? Acaba ruh eşini bulduktan sonra, ruh eşi yanında olmazsa güçlerini falan mı yitiriyordu? Hoş, ruh eşi ben değilim ama neyse.
Biricik ağacımın gölgesine geçerken göle bakındım. Ama hiç bir ses yoktu. Enseme değen ıslak dudaklar, kelebek bir öpücük bırakıp geri çekildi. Ben de hemen arkamı döndüm tabii.
Kaşlarımı çatarak azarlayıcı bir tonda konuştum. "Bir daha beni öpmezsen sevinirim!"
Yine sinir bozucu kıkırtısını bıraktı ortaya. "Sevgilim, ne nazlısın sen."
Elini yanağıma koyacakken ittirdim. "Bak Jungkook, biraz ciddi ol. Sen beni her ne kadar ruh eşin(!) olarak görsen de, ben sana karşı bir şey hissetmiyorum ve..."
Durup sakinleştim biraz. "...ve sadece olağanüstü bir canlı olduğun için merakımdan buradayım."
O da ciddileşip kaşlarını çattı. "Beni denek olarak mı görüyorsun?!"
Ah hayır yanlış anlamıştı. Ne kadar kızgın görünse de hayal kırıklığı ve üzgünlüğü de görülebiliyordu.
"Tabii ki hayır Jungkook. Sadece seni o anlamda sevmiyorum ve neler yapabildiğini merak ediyorum."
Yüzü gevşerken kollarını göğsünde birleştirip ağaca yaslandı. Tanrım, şu çocuğa kıyafet bulmam gerekiyordu.
"O zaman seninle bir anlaşma yapalım."
Tek kaşımı kaldırıp bende onun gibi kollarımı bağladım. "Ne anlaşması?"
"Her gün buraya gelip sorularını sorucaksın ama..."
Meraklanmıştım. Kollarımı çözüp ona yaklaştım. "Ama?"
"Ama ben de sana ruh eşim olduğundan dolayı, bir insan ruh eşi sandığı birine nasıl davranıyorsa öyle davranacağım. Kısaca sevgiliymişiz gibi."
Kulağa çok kolay bir anlaşma gibi görünse de bunun sağı solu belli değil bence. Bu abartıp benimle seks yapmaya falan çalışırdı! Ama istediklerimi de sorabilecektim...
"Tamam ama fazla temas yapıp ileri gitme. Anlaştık mı?"
Anında sırıtıp yaslandığı yerde dikleşip dudak kenarıma öpücük kondurdu. Off şu yosun tadı... cidden midemi bulandırıyor.
"Jungkook."
"Efendim, sevgilim."
"Tanrı aşkına neden yosun? Kokun da yosun gibi tadın da yosun gibi."
Dediklerime güldüğünde, söylediklerimi düşündüm. Siktir tadını aldığımı söyledim resmen. Hem de ikinciye! Ah, bu nasıl denir? Ya tad ne ya? Yoongi iyice saçmalamaya başladın.
"Beni sevmeyenler, korkanlar ve sevgi dışında bana başka kötü duygu besleyenler bu kokuyu hiç sevmez hatta midesi bulanır."
Ay, bir kötü hissettim.
"Ama beni sevenler bu kokuya bayılır ve en sevdikleri koku haline gelir."
Galiba bu kokuyu sevmemeye devam edecektim.
"Bu arada sevgilim iç sesini duyabildiğimi tekrar hatırlatıyım. Biraz üzülüyorum."
Başımı eğip, ayağımla yerdeki toprakla oynamaya başladım.
Yıldıza basın~ ☄️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lake Person | YoonKook |
FanfictionYoongi, sadece gölde balık tutmak istemişti ve bir göl insanıyla karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordu. Tabii o göl insanıyla da ruh eşi olmak... aklının ucundan bile geçmezdi. Başlangıç: {27.08.20} Bitiş : {04.07.21} #1-yoonkook #1-göl #1-s...