31

1K 111 56
                                    

Güzel bir kahvaltı yapıp, uzun bir sürenin ardından göle gelmiştik. Ayak bileklerine gelecek kadar suda ilerleyip kollarını açarak havayı derince içine çekti. "Ben geldim arkadaşlar! Akşam sevgilim bırakırsa yanınıza geleceğim!" ağacın dibine serdiğim örtünün üstüne oturdum. "Hah! Git balıklarının yanına, istemiyorum seni." dudak büzüp yanımda bitti hemen. "Yaa, sevgilim yapma ama böyle... onları da özledim." omuz silkip bağdaş kurduğu kucağına oturdum. "Bana ne ya, gece 9-10 gibi büyükannemler gelecek. Sonra nasıl rahat buluşacağız. Haftaya da okulum başlayacak. Anladım ben, istemiyorsun sen beni, sevmiyorsun."

Yanaklarımdan bastırarak dudaklarımı büzdü. "Aptal mısın sen? Ne diyorsun?" oflayıp ellerinden kurtulmaya çalıştım. Beceremeyince omuzlarımı düşürüp öyle konuşmaya başladım. "Ya! Bak işte. Bir insan ruh eşine hiç aptal der mi?" ellerini çekip kollarını belime doladı. "Sen hep diyorsun." doğru, diyordum. "Of her neyse." kollarımı boynuna doladım. "Sıkıldım bir şeyler yapalım." alttan kalçamı hafifçe bastırıp yüzümü boynuna gömdüm. Nefesimi verdiğimde titrediğini hissettim. Burnumu sürtüp yaladım. "Ne yapıyorsun Yoongi?" boynunu çekmeye çalışırken hareketlenmesiyle ben de sürtündüm biraz.

"Y-yoongi rahat dur. Dışardayız, amacın ne?" başımı geri çekip yan bir gülüş attım. "Benim sorumu bana karşı mı kullanıyorsun?" belimden tutup kucağından kaldırmaya çalıştı. "Ya dur bıraksana. Kalkmayacağım." bacaklarımla beline, kollarımla boynuna sıkıca sarıldım. "Azdın mı?" pes edip suratıma baktı. "Ne?"

"Kalktı mı diyorum." ikimizde aynı anda başımızı eğip penisine baktık. Bu ne ya? Niye hiç etkilenmiyor bu?! "Jungkook sorun seninkinde mi yoksa benden mi etkilenmiyorsun? Banyoda da hiçbir sertleşme olmadı." kucağından kalkıp şapkamı taktım. Şaşırıp o da kalktı. "Yoongi ben normal bir insan değilim. Kendi kendine kurma böyle." üstümdeki tişörtü çıkarttığında şaşkınca bedenimi ellerimle saklamaya çalıştım. "Oha dur Jungkook ne yapıyorsun?" altımdaki şortu da indirdiğinde omzundan ittirdim. "Kendine gel, dışarıdayız ne yapıyorsun?!" kendisi de sadece iç çamaşırıyla kaldığında beni ters bir şekilde omzuna aldı.

"Jungkook çabuk beni yere indir." beni dinlemeyip göle doğru yürümeye başladığında çırpınmaya başladım ve kendime hakim olamayarak sesimi istemsizce sert çıkartıp yükselttim. "Derhal indiriyorsun beni!" tam gölün kenarında indirdi. "Ne yapıyorsun ya?! Sordun mu bana göle girmek ister misin diye?! Normal bir insan değilim diyerek bana bi' açıklama bile yapmadın ve üstüne üstlük dışarda soyunarak göle girdirtiyorsun!" yüzümün sinirden kızardığına yemin bile edebilirdim. Ama o sakince yüzüme bakmış, ardından göğsümden iki eliyle sertçe ittirmişti. Böyle bir hamleyi asla beklemediğim için geriye düşerken sırtımın gölün zeminiyle buluşacağını sanmıştım fakat batıyordum. Baya baya, sanki derinlerdeymiş gibi batıyordum.

Gözlerim sımsıkı kapalı, yanaklarım düşmeden önce doldurduğum havayla şiş ve ben korkudan dolayı bir top şeklindeydim. Sikeceğim seni Jungkook. Seni öyle bir sikeceğim ki boy boy çocuklarımız olacak! Nefesim tükenirken bir çift kol bedenimi sararak batmamı engelledi. Ardından adem elmama değen dudaklar ve nefes almaya başlamam saniyeler içinde olmuştu. Yüzümü avuçlayan elle de gözlerimi rahatlıkla açtım. Karanlık suda parlayan mor göz bebekleri yutkunmama sebep oldu. Jungkook şu an çok fazla aşk doluydu ve gereğinden fazla benden etkileniyordu.

Ellerimi yüzüne götürüp başparmaklarımla yanaklarını okşamaya başladım. "Neden buradayız?" gözlerini gözlerimden ayırmadan bir yere doğru yüzmeye başladı. "İlk birlikteliğimizin özel olmasını istedim ama sen fazla ısrarcısın." omzuna vurdum. "Kes şunu. İstemiyorsan seni zorlayacak halim yok. İlk defa bir erkeğin götümü becerecek olması garip hissettirmişti." utanıp bakışlarımı kaçırdım. Çok yoğun bakıyordu o mor mercekleriyle.

Lake Person | YoonKook |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin