Jin'e belli etmemeye çalışarak Jungkook'u dinliyordum. "Birazdan büyü kontrolcüleri gelecek Yoongi. Sakin ol, korktma tamam mı?"
Gözlerimi kapayıp açarak onu onayladığımı belirttim. Zaten çok değil, yaklaşık on saniye sonra duvardaki kitaplığın içinden geçerek 4 adam içeri girdi. Iyy huylandım. Kapıyı kullanabilirlerdi.
Herkes birden bana döndüğünde utanıp bakışlarımı Jungkook'a çevirdim. Hâlâ kımıldayamıyor olmam zaten azapken bir de hepsinin bana bakıyor olması... Duvardan ilk giren adam arkasındakilere döndü. "Bir dahakine kapıdan giremim arkadaşlar."
Ciddi ortam dağılmış SeokJin hariç herkes gülerken dudak büzmüştüm. Ne var yani, her gün duvardan geçen adamlar görmüyordum. Kıkırdama sesleri kesilmiş, adamlar Jin'e odaklanmıştı. SeokJin de onlara döndüğünde Jungkook yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladı.
"Neden geldiniz, bir sorun mu var?"
"Hakkında Şikayet var Kim SeokJin."
"Ne, nasıl? Kim şikayet etmiş, hangi sebeple?"
"Merkeze gidince öğrenirsin. Getirin."
"Tamam bir dakika, geleceğim. Jungkook, senin bu konu hakkında bir bilgin var mı?"
"Üzgünüm dayı ama bunu yapacağını biliyordum. Namjoon hariç insanlardan nefret ettiğin için Yoongi'ye zarar verecektin, ki yetişmesem verecektin. Gitmeden Yoongi'yi eski haline getirir misin?"
"Hayır."
Vee beni eski halime getirmeden SeokJin'i götürmüşlerdi. Kocaman açtığım gözlerimle Jungkook'a baktım. "Lan ben böyle kaldım."
Şakası dakikalarca karnını tutarak kahkaha atmıştı. Bence, öylece onu izlemiştim. "Jungkook benimle dalga mı geçiyorsun? Kımıldayamıyorum ve sen karşımda bana gülüyorsun."
Ne kadar ciddi olduğumu sonunda kavradığında gülmeyi keserek eline bir büyü kitabı almıştı. Bir şeyler fısıldayarak elini bana doğru sallamıştı. Tam adım atarken dondurulduğum için çözüldüğümde de ayağım boşluğa düştüğümden dolayı yere devrildim. Yanıma gelip yerden kucakladı hemen.
"İyi misin?"
"Evet."
Başka bir şey konuşmadık. Kaldığımız odaya gidip beni yatağa yatırmıştı. "Sen dinlen. Ben sana bir şeyler hazırlayacağım."
"Hayır." dedim. "Gitme."
Geri yanıma dönüp, yatağın kenarına oturdu. "Sana atıştırmalık bir şeyler hazırlayacağım. Biraz dinlen, buradayım tamam mı?"
"Hayır, aç değilim istemiyorum. Şu Namjoon denen herif hâlâ evde."
Gülümseyip saçlarımı okşadı. "Endişelenme, Namjoon düşündüğün gibi köyü biri değil."
"Ama- ama sen bayıldığında odaya gelip gözlerini kapadı! Sonra beni sırtına alıp Jin'in yanına götürdü! Kötü işte..."
"Yoongi sakin ol. SeokJin'in zoruyla duruyordu Namjoon. Tehdit-"
"Of tamam. Duymak istemiyorum. Git uyuyacağım. Yemek yap bana, uyanınca yerim belki."
Gülüp başını boynuma gömdü. Ardı ardına oraya öpücüklerini bırakırken, huylandığım için kahkaha atarak ondan kaçmaya çalışıyordum. Bu böyle giderken son halim tam olarak şöyleydi; ben altta Jungkook üstte, dirseklerini iki yanıma yaslamış oralardan destek alırken nefes nefese kaldığımızdan dolayı göğüslerimiz birbirine çarpıp duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lake Person | YoonKook |
FanficYoongi, sadece gölde balık tutmak istemişti ve bir göl insanıyla karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordu. Tabii o göl insanıyla da ruh eşi olmak... aklının ucundan bile geçmezdi. Başlangıç: {27.08.20} Bitiş : {04.07.21} #1-yoonkook #1-göl #1-s...