Lake Person | YoonKook |

6

Jungkook göle geri girmişti ve ben şu an sıkıntıdan patlıyorum. Neymiş efendim gün boyu gölün etrafında olmam gerekiyormuş, ondan çok uzaklaşmamam gerekiyormuş yoksa ikimiz için de kötü şeyler olurmuş da bilmem ne!

Baştan söyleseydi bari yanıma kitap ya da kağıt kalem falan getirir çizim yapardım. Telefonumun da şarjı yoktu zaten. Sinirlenmeye başlıyordum.

Of bir de biraz susamış ve acıkmış olabilirim. Jungkook'un geleceği yok anlaşılan bari biraz kestireyim. Zaten yerde oturuyordum bu yüzden sadece sırtımı ağaca yaslayıp ayaklarımı uzattım. Kollarımı da göğsümde birleştirip, gözlerimi kapatıp uyumayı bekledim.

°•°

Gözlerimi araladığımda burnuma dolan yosun kokusuyla Jungkook'un geldini anladım. Dikleşip başımı koynuduğum yere baktım. Jungkook'un bacağıydı.

Bir şey demeyeceğim çünkü çok rahattı. Kollarımı havaya kaldırıp esnedim. Uzanıp başımı aynı yere koydum ve aşağıdan ona baktım. Gülümseyerek beni izliyordu.

Saçlarımla oynamaya başladığında gözlerimi kapattım. "Seni çok beklettim değil mi, üzgünüm."

Gözlerim hâlâ kapalıyken yanıtladım. "Sorun değil. Soru sorabilir miyim?"

Saçlarımla oynamaya devam ediyordu. "Tabii sor."

"Sorucak bolca vaktim olduğunda şu anlık aklıma gelenleri soracağım. Suya girdiğinde kuyruğun oluşuyor ya hani."

"Evet?"

"O ne renk?"

Kıkırdadı. "İlk soracağın sorunun bu olacağını tahmin etmemiştim. Tek bir rengi yok. Mavi, lacivert ve mor karışık bir şekilde. Ayrıca kırmızı da var."

"Vaov çok güzel görünüyordur kesin. Peki başka bir şey soracağım. Suyun altındaki diğer hayvanlarla da konuşabiliyor musun?"

"Tabii ki. Konuşamasan saçma olurdu."

Eğilip alnımı öptü. Gözlerimi açıp ona baktım. Tekrar kapayıp diğer sorumu sordum. Umarım kızarmıyorumdur.

"Ya şimdi hani insanların şeyi varya senden de oluyor mu su altında?"

Yüzüne baktığımda anlamaz bakışlarla bana baktığını gördüm.

"Anlamadım, neyden bahsediyorsun?"

Tanrım! Kesin kızardım. Elimle yüzümü kapatıp boğuk çıkan sesimle sorumu tekrarladım.

"Ya işte insanken bakstır giyme sebebini biliyorsun değil mi?

Güldü. "Evet de, ne alaka?"

"İşte kuyruğun çıktığında yine onun gibi özel bir bölgen var mı?"

Sorduğum soruyla el hareketini durdurup kahkaha atmaya başladı. Cidden büyük bir kahkaha atıyordu çünkü gülerken bedeninin sarsılmadıyla benim de başım sallanıyordu.

Gülmesini kesip yüzüme baktı. "Evet var. Bunu neden merak ettiğini bilmiyorum ama böyle bir şey soracağını da hiç düşünmemiştim."