"Nasıl ya? Ruh eşi olarak erkek-erkek seçildiysek, geçmişte de seçilmiştir demektir bu. Hem dayın hiç şaşırmadı. Annenin de ya da babanın, ruh eşinin erkek olabileceğini biliyor olması gerekmez mi?"
"Dur, fazla mantıklı konuşuyorsun."
Gülüp omzuna vurdum. "Konuya odaklan lütfen. Aslında sana bir şey soracağım."
Başını salladı. "Sor bakalım."
"Bir şüphem olduğundan değil ama yine de emin olmaktan zarar gelmez o yüzden soracağım yanlış anlama ya da üzülme veya kızma-"
Kapı çalınıp, içeri Namjoon başını uzattığında ikimiz yine aynı anda ona döndük. "Üzgünüm, dışarıya ses gelmeyince müsait olduğunuzu düşündüm."
Ellerimle yüzümü kapattığım sırada Jungkook konuştu. "Ne var Namjoon?"
"Yemek?"
Jungkook ellerimi avuçlarına arasına alıp ayağa kalktı. Doğal olarak ben de. "Bir şeyler yemelisin, gel hadi."
Hepimiz aşağı mutfağa indiğimizde ortada ne yemek ne de yemek yapmak için malzeme vardı. İkimiz yine Namjoon'a döndüğünde ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.
"Beni biliyorsun Jungkook, yangın çıkar. O yüzden size acıktığımı söylemeye çalışıyordum."
Ben gülerken Jungkook göz devirmişti. "Hep aynı şeyi yapıyorsun ama!"
"Jin yeterince güzel yemek yapıyordu. O yüzden ben yemek işine karışmıyordum. Gerçi ben hiçbir işe karışmıyordum..."
Merakla sordum. "Neden ki?"
Jungkook çocukça siniriyle yakınmıştı. "Sakarın teki çünkü! Ben yemek yapmayı bilmiyorum, dışarıdan sipariş edelim."
Namjoon sevimlice gülümseyip telefonunu çıkartırken "olur" dedi. Jungkook da kafasını telefona doğru yaklaştırdığı sırada kaşlarımı çatıp baktıkları telefonu elime aldım.
"Ben dışarıdan yemem."
Jungkook kollarını bana dolayıp sırnaşırken Namjoon başını çevirdi. "Neden bebeğim? Sen seç istersen."
"Hayır, ben yemek yapmayı biliyorum. Boşaltın mutfağı."
Namjoon mutfaktan toz olurken Jungkook biraz daha yanaştı bana. "Yardım etmek istiyorum~"
"Hayır, çık hadi. Hem sen şu karartı olayını araştır. Neden birden üstüme çöktü de birden gitti."
Suratını asıp başını salladı. "Aklımda bir neden var ama gelen büyü kontrolcüleriyle iletişime geçmem gerek."
"Tamam çık artık."
***
Yemek hazır olduğunda ikisine de seslendim. Namjoon gamzelerini göstererek ilk gelen olduğunda biz masaya oturmuştuk. Onunla yalnız kaldığımda kendimi çok rahatsız hissediyordum. Jin kötü adamdı ve Namjoon da kötü adamın yanındaki sağ kol. Yani ona güvenememekte haklıydım.
Mutfağa giren Jungkook yine utanmama sebep olmuştu. "Namjoon'dan çekinmene gerek yok." Ardından sandalyesine oturdu.
Namjoon çubuklarını eline almışken şaşkınca sordu. "Benden çekiniyor musun?" Masanın altından canım sevgilimin bacağını çimdiklerken cevapladım.
"Öyle değil, sonuçta Jin bana bir şeyler yapacaktı ve bunu yapmak için de Jungkook'u büyüsüyle bayılttı. Sen de ona yardımcı oldun. Nereden bilebilirim ki hâlâ onun için çalışmadığını?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lake Person | YoonKook |
FanfictionYoongi, sadece gölde balık tutmak istemişti ve bir göl insanıyla karşılaşmayı kesinlikle beklemiyordu. Tabii o göl insanıyla da ruh eşi olmak... aklının ucundan bile geçmezdi. Başlangıç: {27.08.20} Bitiş : {04.07.21} #1-yoonkook #1-göl #1-s...