35 - Kralın Evi

1K 117 28
                                    

Merhaba sevgili okurlar,

Uzun bir aranın ardından tekrar Wattpad'e döndüm ve sizlere güzel bir haberim var! Uzun zamandır yazmaya ara verdiğim Ejderhanın Sadakati hikayeme geri dönüyorum. Bu kararı yaklaşık bir hafta kadar önce aldım ve yazmış olduğum tüm bölümleri baştan sona okudum, değerlendirdim. Kendimce acemice gördüğüm şeyleri ve hatalı olduğunu düşündüğüm bazı yerleri değiştirme kararı aldım. Uzun ve köklü bir değişiklik yapmayı, farklılıklar ve yenilikler eklemeyi düşünüyorum. Hikayem ve içinde barındırdığı karakterler, benim için özel bir yere sahip ve umarım sizler de keyifle okursunuz. Hikayem ile ilgili sorularınız ya da merak ettikleriniz varsa lütfen çekinmeden sorun. Kitabın düzenlenmiş ve yenilenmiş halini son bölümlerde paylaşacağım. Şu ana kadar paylaştığım bölümleri düzenleyip paylaşana kadar eski bölümleri tutacağım ve daha sonrasında kaldıracağım.

Yazma sürecinde birçok şey öğrendim ve bu hikayenin tekrar paylaşımı için sabırsızlanıyorum. Umarım sizler de heyecanlanırsınız ve bu yolculuğa benimle birlikte tekrar başlarsınız.

Sevgilerle...








"Sonunda!" iri ejderha bedeninin getirmiş olduğu ürkütücü ses tonuyla bağırdı Einri. Kanatlarını yere doğru indirdi ve Thaleia, Swalfi ve onun ejderhası Enadoir'in yere indirdi. Abisi de devasa kanatlarıyla havada süzülerek ağır ağır yere indi.

"Her yerim uyuştu." Swalfi bağırdı.

"Daha hızlı diye bağırıp bana bastonla vuran sendin, şikayet etme moruk." İnsan bedenini alırken ses tonu normale döndü Einri'nin. 

"Senin gibi uçabilen ejderhalar kalmamış, peh!" Yaşlı avcı, ejderhasına yakardı.

Avcıdan daha da yaşlı olan ejderha, "Gençlerin hepsi hız peşinde." dedi kafasını sağa sola sallayarak. Einri'nin böyle agresif uçuşunu takdir etmese de gençliğini hatırlamadan edemedi. O henüz kırmızı-siyah ejderhanın yaşlarındayken tıpkı diğer yıldırım ejderhaları gibi eğitim alırdı. Hıza ve çevikliğe dayalı bu eğitimler zamanında kendisine çokça zaferler kazandırmıştı. Çok ama çok uzun yıllar önce kendisini eğiten, isimlerini hatırlayamasa da simalarını unutamadığı ustalarını birkaç saniye saygıyla andı. 

"Üzerine bir şeyler giy, azgın ejderha!" Kucağında taşıdığı ejderhaların kıyafetlerinden Einri'ye ait olanı kırmızı-siyah ejderhaya fırlattı Thaleia. Daha sonra gösteriş yaparak kanatlarını yumuşak hareketlerle yukarı aşağı hareket ettiren Alwyne'e döndü. "Sen de dönüş de giyin artık. Eve döndüğümüze göre antrenmanlara başlayalım artık." Einri ve Alwyne'in bir anda kendisine dönmesiyle birlikte az önce dediklerinden ötürü pişmanlık duydu. "Öyle bakmayın, buranın şarabı ve manzarası güzel. Ayrıca odamda dinlenirken bir anda kapıyı yumruklayıp daha sonra da içeriye dalan bir sarhoş Alois yok." Alwyne'e döndü. "Üzerine alınma ejderha, seninle alakası yok. Ama söz verdiğim gibi, seninle ilgilendiğim zaman haber veririm sana."

Einri giyindikten sonra ağır ağır Swalfi ve Enadoir'e yaklaşıp aralarında durdu. "Burada ne boklar dönüyor, siz biliyor musunuz?" fısıldayarak sordu.

Yaşlı ejderha, ağarmaya başlayan sakallarını kaşıdı. "Asırlar boyu süren tecrübeme bakılırsa; sarışın olan kardeşin alkol almamalı, Thaleia böyle konuşup abinin kalp krizi geçirme riskini artırmamalı ve abin avcıya kör kütük aşık. Şunun kıza bakışa bak."

Ejderhanın SadakatiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin