Merhaba sevgili okurlar,
Uzun bir aranın ardından tekrar Wattpad'e döndüm ve sizlere güzel bir haberim var! Uzun zamandır yazmaya ara verdiğim Ejderhanın Sadakati hikayeme geri dönüyorum. Bu kararı yaklaşık bir hafta kadar önce aldım ve yazmış olduğum tüm bölümleri baştan sona okudum, değerlendirdim. Kendimce acemice gördüğüm şeyleri ve hatalı olduğunu düşündüğüm bazı yerleri değiştirme kararı aldım. Uzun ve köklü bir değişiklik yapmayı, farklılıklar ve yenilikler eklemeyi düşünüyorum. Hikayem ve içinde barındırdığı karakterler, benim için özel bir yere sahip ve umarım sizler de keyifle okursunuz. Hikayem ile ilgili sorularınız ya da merak ettikleriniz varsa lütfen çekinmeden sorun. Kitabın düzenlenmiş ve yenilenmiş halini son bölümlerde paylaşacağım. Şu ana kadar paylaştığım bölümleri düzenleyip paylaşana kadar eski bölümleri tutacağım ve daha sonrasında kaldıracağım.
Yazma sürecinde birçok şey öğrendim ve bu hikayenin tekrar paylaşımı için sabırsızlanıyorum. Umarım sizler de heyecanlanırsınız ve bu yolculuğa benimle birlikte tekrar başlarsınız.
Sevgilerle...
Malikanenin ana kapısından çıktı Swalfi. Bastonu yardımıyla nemli merdivenlerden indi. Merdivenlerden indiğinde gözleri evin önünde ejderha formunda uyuyan siyah ejderhayı buldu ve ona doğru yürümeye başladı. Alwyne'in yanına vardığında ejderhanın burnunu bastonuyla dürttü. "Uyan, sabah oldu."
Ejderha, sürekli olarak burnuna aldığı hafif darbeler yüzünden gözlerini açtı. "Ne var?" mırıldanarak konuştu. Gözlerini tekrar kapattığında Swalfi'nin bastonun tekrar kendisine vurduğunu hissetti. "Şuna biraz daha devam edersen seni küle çeviririm, ihtiyar."
Yaşlı avcı kıkırdadı. "Yaşlı olsam bile hala senden hızlıyım." Ejderhanın kafasını çevirip diğer tarafa döndüğünü görünce, "Bu halin ne? Dün malikaneye döndüğümüzden beri çekilmez halin daha da çekilmez." Bu seferde ejderhanın mırıldanarak küfrettiğini işitti. "Bunun benim genç soydaşımla ilgisi var mı?" Alwyne'den cevap gelmeyince soru sormaya devam etti. "Geldiğinizden beri sen buradasın, o da mutfaktan kendisine yetecek kadar yemek alıp odasına çekildi, hala da çıkmadı."
"Siktir git."
"Aranızda ne geçti, bilmiyorum. Ama eğitimi için zaten yeterince geç kaldık, daha fazla geç kalamayız. Planlarınıza göre onu eğitmek için en iyi ihtimalle bir ayım var. İnsan topraklarına gitmeden önce hazır olmalı. Ama senin yüzünden şu anda eğitiyor olmam gereken kişi odasından çıkmıyor. Kıçını kaldır ve o kızı eğitmem için buraya getir."
"Sen git al."
"Ben gidip alsam da fayda etmez. Aranızdaki mesele her neyse çözülene kadar kızın aklını kurcalayacak. Eğitim sırasında aklında gereksiz hiçbir şeye yer olmamalı. Avcı olmanın ana prensibi odak ve dengeden geçer. Odaklanamadıktan sonra tüm bunların hepsi anlamsız. Şimdi içeriye gir, aranızdaki sorunu çöz ve öğrencimi bana zihni berrak bir şekilde getir."
"O iyi mi?"
"Git kendin sor." Swalfi çemkirdi. "Ama şunu söyleyeyim, kardeşinin kolunda hasar var."
"Hak etmiştir." cevapladı siyah ejderha.
Alwyne kapıyı tıklattı ve birkaç saniye bekledikten sonra, "İçeriye geliyorum." dedi. Usulca kapıyı açtıktan sonra Thaleia'yı gördü. Kendisine arkası dönük bir şekilde çalışma masasında oturmuş, fırlatma bıçaklarını biliyordu avcı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanın Sadakati
Fantasy#ejderha - 1 08.11.2020 #fantastik - 2 23.12.2020 #macera - 5 13.05.2021 Ejderhalar, şamanlar, insanlar, büyücüler, elfler, şekil-değiştirenler ve avcılar... Asırlarca var olmaya devam ettiler, var olmaya da devam edecekler. Ancak doğa...