Merhaba sevgili okurlar,
Uzun bir aranın ardından tekrar Wattpad'e döndüm ve sizlere güzel bir haberim var! Uzun zamandır yazmaya ara verdiğim Ejderhanın Sadakati hikayeme geri dönüyorum. Bu kararı yaklaşık bir hafta kadar önce aldım ve yazmış olduğum tüm bölümleri baştan sona okudum, değerlendirdim. Kendimce acemice gördüğüm şeyleri ve hatalı olduğunu düşündüğüm bazı yerleri değiştirme kararı aldım. Uzun ve köklü bir değişiklik yapmayı, farklılıklar ve yenilikler eklemeyi düşünüyorum. Hikayem ve içinde barındırdığı karakterler, benim için özel bir yere sahip ve umarım sizler de keyifle okursunuz. Hikayem ile ilgili sorularınız ya da merak ettikleriniz varsa lütfen çekinmeden sorun. Kitabın düzenlenmiş ve yenilenmiş halini son bölümlerde paylaşacağım. Şu ana kadar paylaştığım bölümleri düzenleyip paylaşana kadar eski bölümleri tutacağım ve daha sonrasında kaldıracağım.
Yazma sürecinde birçok şey öğrendim ve bu hikayenin tekrar paylaşımı için sabırsızlanıyorum. Umarım sizler de heyecanlanırsınız ve bu yolculuğa benimle birlikte tekrar başlarsınız.
Sevgilerle...
"İstediğini getirdim. Bana istediğimi ver."
Önüne attığım gümüş kesenin içindeki aile mirasımız olan ejderha pençelerini keseden çıkarıp inceledikten sonra bana döndü. "Ne istiyorsun?" Gözlerinin önüne düşen siyah saçlarından yüzünü tam seçemiyordum. Korumakla yükümlü olduğum Craissau şehrinin en kalabalık hanlarından birindeydik ve bağırış sesleri yüzünden ejderhanın sesini zar zor duyabildim.
"Kızımı korumanı istiyorum." İnsan formundaki ejderha bunu dememi beklemiyordu muhtemelen. Altın veya güç ile ilgili bir şey isteyeceğimi düşünmüş olmalıydı.
"Klanımın, şehrini yok etmemesini sağlayan tek şeyi bana veriyorsun ve geri dönüş olarak kızın dışında bir şey istemiyorsun öyle mi?"
"Dediğim gibi, kızımı koru."
"Öyle olsun insan." Ejderha masadan kalktı. Handan ayrılmadan önce son kez konuştu. "Kardeşimin kehaneti doğru ise yaklaşık on yılın var. Bunu iyi değerlendir." Keseyi hızla alan insan formundaki ejderha handan çıktı ve gözlerden kayboldu.
...
İnsan suretindeki ejderha ile Datramorga Krallığı'nın batı topraklarının lordu arasındaki anlaşmanın üzerinden tam olarak dokuz yıl geçmişti. Datramorga'daki en güçlü surlara sahip olan Batı Kalesi'nin terasında içerisindeki gerginliği dışa vurmamaya çalışarak bugün dokuz yaşına basan ve kılıç talimi yapan kızını izleyen Lord Gamorvan gülümsedi. Kızı, bu hayatta ona kalan tek şeydi. Bundan on üç yıl önce ilk evladı, canından çok sevdiği biricik oğlunu kaybetmişti. Dokuz yıl önce ise kızının doğumunda karısını kaybetmişti. Ancak lord, aşık olduğu kadınla evlenirken tüm bu riskleri de karısıyla birlikte kabul etmişti. Yıllar önce aşık olduğu kadının taşıdığı tehlikelere rağmen aşk kazanmıştı ve evlenmişlerdi. Tüm bu tehlikelerin sonucu olarak on üç yıl önce iki yaşına basan oğullarının ölü bedenini bulmuşlardı. Dokuz yıl önce ise büyücü ve kahinlerin doğmadan ölecek dediği bebek, lordun biricik kızı doğmuştu. Ama bu hikayenin mutlu sonu yoktu. Lordun çok sevdiği karısı da bunu biliyordu. Hayata karşı hayat. Bebeğin doğup yaşaması için kendini feda etmişti kadın. Ancak bilmediği bir şey vardı. Ömrü boyunca ona hayatı zindan eden, sürekli ölümle burun buruna gelmesini sağlayan o şey son nefesini verirken doğan kızına geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanın Sadakati
Fantasi#ejderha - 1 08.11.2020 #fantastik - 2 23.12.2020 #macera - 5 13.05.2021 Ejderhalar, şamanlar, insanlar, büyücüler, elfler, şekil-değiştirenler ve avcılar... Asırlarca var olmaya devam ettiler, var olmaya da devam edecekler. Ancak doğa...