Merhaba sevgili okurlar,
Uzun bir aranın ardından tekrar Wattpad'e döndüm ve sizlere güzel bir haberim var! Uzun zamandır yazmaya ara verdiğim Ejderhanın Sadakati hikayeme geri dönüyorum. Bu kararı yaklaşık bir hafta kadar önce aldım ve yazmış olduğum tüm bölümleri baştan sona okudum, değerlendirdim. Kendimce acemice gördüğüm şeyleri ve hatalı olduğunu düşündüğüm bazı yerleri değiştirme kararı aldım. Uzun ve köklü bir değişiklik yapmayı, farklılıklar ve yenilikler eklemeyi düşünüyorum. Hikayem ve içinde barındırdığı karakterler, benim için özel bir yere sahip ve umarım sizler de keyifle okursunuz. Hikayem ile ilgili sorularınız ya da merak ettikleriniz varsa lütfen çekinmeden sorun. Kitabın düzenlenmiş ve yenilenmiş halini son bölümlerde paylaşacağım. Şu ana kadar paylaştığım bölümleri düzenleyip paylaşana kadar eski bölümleri tutacağım ve daha sonrasında kaldıracağım.
Yazma sürecinde birçok şey öğrendim ve bu hikayenin tekrar paylaşımı için sabırsızlanıyorum. Umarım sizler de heyecanlanırsınız ve bu yolculuğa benimle birlikte tekrar başlarsınız.
Sevgilerle...
"Geçmişteki tarihte neler oluyor ki?" diye sordu Alwyne. Daha sonra da kendisini tekrar yatağa bıraktı. Kafasında oturmayan bir çok şey vardı.
"Yazılı kaynaklarda spesifik bir şekilde belirtilmediyse öğrenmemizin imkanı yok. Yirmi bin yıl öncesine tanık olan elfler dışında kimse hayatta değil." diyerek Alwyne'in sorusunu cevapladı Aetyss.
Thaleia, oflayarak kendisini yatakta Alwyne'den kalan boşluğa bıraktı. "Kian," dedi ilk önce. "sen zekisin. Sence ne yapmalıyız?" Yatağa yattığında Alwyne'in şaşkın bakışlarını üzerinde hissetti ama bu duruma tepki vermek yerine umursamamayı tercih etti.
Genç avcının aklında mahzendeki oda ile ilgili hala soru işaretleri bulunuyordu. Bu tarihler neyi temsil ediyordu? Sadece bir tapınağı, bu zamanı gösteren ve hesaplayan mekanizmaya ayıracak kadar önemli olan neydi? Bu tarihlerin avcılar ile ilgisi neydi? Bu tarihlerden başka kimlerin haberi vardı? Bütün bu sorular Thaleia'nın aklını kurcalıyordu. Alwyne'in bakışlarını üzerinde hissettiğinde onunla göz göze geldi. Onun da kendisi gibi birtakım şeyleri sorguladığını hissetmişti. Garip şeyler dönüyordu.
"Net bir şeyler düşünmemiz için çok erken." diyerek söze başladı mor ejderha. "Geride bıraktığınız Dragomir ve Alois'ten henüz haber alamadık. Onlar da araştırıyorlar. Bulabildiğimiz her şeyi bulup, gereken şartlara ve duruma göre harekete geçmeliyiz."
Aetyss, gözlerini Kian'a doğru dikti. "Az önce babamdan daha yaşlı bir ejderha imiş gibi konuştun." dedi bıkkınlıkla. "Yapacağımız şey şu," dedi ilk olarak. "kardeşlerinizden haber gelene kadar kendimizi yedi yıl, üç ay sonraki olası bir tehlikeye karşı hazırlayacağız."
Kian, ağzını açmış daha cevap veremeden Theleia yerinde doğrulup vücudunu esneterek lafa atladı. "Yaratık katletmek beni fazlasıyla yordu. Artık dinlenebilir miyiz?" Dedikleri pek de yalan sayılmazdı. Kian ve Aetyss'in tekrar kavga etmeye başlamaması için bir bahane ortaya atmıştı, ama bu yorgun olmadığı anlamına da gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanın Sadakati
Fantasy#ejderha - 1 08.11.2020 #fantastik - 2 23.12.2020 #macera - 5 13.05.2021 Ejderhalar, şamanlar, insanlar, büyücüler, elfler, şekil-değiştirenler ve avcılar... Asırlarca var olmaya devam ettiler, var olmaya da devam edecekler. Ancak doğa...