Ejderhanın Sadakati

30 - Tekrar Eden Kabus

Merhaba sevgili okurlar,

Uzun bir aranın ardından tekrar Wattpad'e döndüm ve sizlere güzel bir haberim var! Uzun zamandır yazmaya ara verdiğim Ejderhanın Sadakati hikayeme geri dönüyorum. Bu kararı yaklaşık bir hafta kadar önce aldım ve yazmış olduğum tüm bölümleri baştan sona okudum, değerlendirdim. Kendimce acemice gördüğüm şeyleri ve hatalı olduğunu düşündüğüm bazı yerleri değiştirme kararı aldım. Uzun ve köklü bir değişiklik yapmayı, farklılıklar ve yenilikler eklemeyi düşünüyorum. Hikayem ve içinde barındırdığı karakterler, benim için özel bir yere sahip ve umarım sizler de keyifle okursunuz. Hikayem ile ilgili sorularınız ya da merak ettikleriniz varsa lütfen çekinmeden sorun. Kitabın düzenlenmiş ve yenilenmiş halini son bölümlerde paylaşacağım. Şu ana kadar paylaştığım bölümleri düzenleyip paylaşana kadar eski bölümleri tutacağım ve daha sonrasında kaldıracağım.

Yazma sürecinde birçok şey öğrendim ve bu hikayenin tekrar paylaşımı için sabırsızlanıyorum. Umarım sizler de heyecanlanırsınız ve bu yolculuğa benimle birlikte tekrar başlarsınız.

Sevgilerle...

Duydukları yüzünden gergince kapıyı yumrukladı Alois. Biraz önce kuzgunla kendilerine ulaşan mektubu okuduğunda kafasından her şey uçup gitmişti. Kapının arkasındaki ejderhaya durumu nasıl açıklaması gerektiğini bilmiyordu. 

Kapıyı saçı son günlerdeki haline göre daha dağınık abisi Kian açtı. Abisini bu halde, yarı çıplak bir şekilde, görünce aklına gelen iğrenç espriler dilinin ucuna geldi; ama içinde bulundukları bu gergin durum yüzünden kötü esprilerini daha sonraya saklamaya karar verdi. "Aetyss burada mı?" diye sordu.

"Bir saat önce halkının yanına, yeraltı tapınağına, indi." kardeşini cevapladı Kian soğuk bir ses tonuyla. "Ne oldu?" 

"Az önce kuzgunla gözcülerden haber geldi. Escia prensleri, Su Sarayı'ndan resmi olarak sığınma talep etmiş. Prensler, şu an su ejderhalarının koruması altındalar. Ancak kraldan bir haber yok. Aetyss'i ve aşağıda senin işkence ederek öldürmekten beter ettiğin prensi burada tuttuğumuz için hava krallığı, diğer krallıklarla birlik olup bize savaş ilan edebilir."

"Bir kere bu kapıya güzel bir haber vermek için gel."  

"Sen sürekli Aetyss ve onun kukla abisiyle ilgilendiğin için bu tür işler benim üzerime kaldı, abi. Belki farkında değilsin ama eski formunda değilsin. Mavi ejderhaya aşık olmanla bir alakası yok durumun. Ama son zamanlarda oldukça farklısın. Kullandığı sözcüklerle ülkeler arası savaş çıkaran Diplomat Prens Kian gitmiş; yerine işkenceci bir soylu ejderha gelmiş. Saçın başın dağınık, yeteri kadar uyumuyorsun, eskiden olduğu gibi sivri zekanı çalıştıramıyorsun. Abilerim seni çağırmadığı sürece aşağıdaki kukladan alabileceğin sınırlı cevaplar uğruna türlü türlü işkenceler deniyorsun. Ve geriye kalan tüm boş vaktinde Aetyss ile yataktan çıkmıyorsun. Tamam belki kafanda yine birkaç tilki dolaşıyor, planların var. Ama savaş kapıda. Manyak halamızın, kendisinden daha manyak çocukları bile bu savaş için canla başla hazırlık yapıyor. Sana ne oldu bilmiyorum ancak yakın zamanda kendini düzeltmezsen çok geç kalacaksın." Kian'a karşı son günlerde beslediği öfkeyi kustuktan sonra rahatladı Alois. "Şimdi Aetyss'i bulmaya gidiyorum. Ve sende yıkanıp, her zaman giydiğin o şık kıyafetleri giyip sinsi diplomat prens rolüne bürünüyorsun. Tıpkı senin yıllar önce dediğin gibi, savaş sadece sayılarla kazanılmaz. Krallığın sana, daha doğru o kıvrak zekana ihtiyacı var abi."