8 - Tünelin Sonu

2.2K 195 98
                                    

Merhaba sevgili okurlar,

Uzun bir aranın ardından tekrar Wattpad'e döndüm ve sizlere güzel bir haberim var! Uzun zamandır yazmaya ara verdiğim Ejderhanın Sadakati hikayeme geri dönüyorum. Bu kararı yaklaşık bir hafta kadar önce aldım ve yazmış olduğum tüm bölümleri baştan sona okudum, değerlendirdim. Kendimce acemice gördüğüm şeyleri ve hatalı olduğunu düşündüğüm bazı yerleri değiştirme kararı aldım. Uzun ve köklü bir değişiklik yapmayı, farklılıklar ve yenilikler eklemeyi düşünüyorum. Hikayem ve içinde barındırdığı karakterler, benim için özel bir yere sahip ve umarım sizler de keyifle okursunuz. Hikayem ile ilgili sorularınız ya da merak ettikleriniz varsa lütfen çekinmeden sorun. Kitabın düzenlenmiş ve yenilenmiş halini son bölümlerde paylaşacağım. Şu ana kadar paylaştığım bölümleri düzenleyip paylaşana kadar eski bölümleri tutacağım ve daha sonrasında kaldıracağım.

Yazma sürecinde birçok şey öğrendim ve bu hikayenin tekrar paylaşımı için sabırsızlanıyorum. Umarım sizler de heyecanlanırsınız ve bu yolculuğa benimle birlikte tekrar başlarsınız.

Sevgilerle...
















Çemberdeki bariyer kaybolduğunda Thaleia hala uyuyordu. Alwyne ise gözünü bile kırpmamıştı. Gelebilecek tehlike için her an tetikteydi. Ama bu geçen zamanda gözlerini Thaleia'nın üzerinden bir an olsun ayırmamıştı. Thaleia hareketlenmeye başlayana kadar Alwyne kıpırdamadı. Genç avcı hareketlendiğinde uyanmak üzere olduğunu anladı Alwyne. Thaleia henüz uyanmadan kanatlarını Thaleia'nın üzerinden çekti, katladı. Thaleia'yı rahatsız etmemeye çalışarak hafifçe gerindi ve insan formuna büründü. Çemberin diğer tarafına çıkarttığı kıyafetlerini tekrar üzerine giydi. 

Thaleia, gözlerini açtığında Alwyne'i kendisine bakarken buldu. Yattığı yerden yavaşça doğruldu. Gözlerini ovuşturduktan sonra vücudunu esnetti. Nerede olduğunu algılamak için etrafta gözlerini gezdirdi. Alwyne, Thaleia'nın bu uyku sersemi haline gülümsedi. 

"Günaydın, küçük şeytan."

Esneyerek cevap verdi avcı. "Günaydın, bok müsveddesi." İkisi de birbirine gülümsedi. 

"Aç mısın?" dedi Alwyne. Thaleia onu kafasıyla onayladığında tekrar konuştu. "Yemek almadan tapınağa girmemiz kötü oldu."

"Yapacak bir şey yok. Dışarı çıkarak zaman kaybedemeyiz. Birkaç saat aç kalmak bizi öldürmez." dedi Thaleia.

Ejderha ve avcı ayağa kalktı. Thaleia yastık olarak kullandığı deri zırhını tekrar üzerine giydi. Belinde asılı olan bıçağı çıkarttı ve tıpkı dün yaptığı gibi önce Alwyne'in avucunu, sonra da kendi avucunu kesti. El ele tutuştuklarında Alwyne karnında garip kıpırtılar hissetti. İki kere derin nefes aldıktan sonra boştaki eliyle önüne düşen saçlarını geriye attı.

"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Alwyne. 

Dün gece çemberin bariyeriyle birlikte ortadan kaybolan fısıltıları tekrar duymaya başladı Thaleia. "Kapılardan geçmemiz gerektiğini söylüyorlar."

Ejderhanın SadakatiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin