Sevmediğim bir adam tarafından bile olsa sevilmek hoşuma gidiyordu. Bencilceydi belki.
Uzaya yaptığım haksızlıktı lakin kusursuz sevemiyordu benim gibi hayatı boyunca sevilmemiş olanlar.
Uzaya verebileceğim tek şey tenimdi. Ona verebilecek başka hiçbir şeyim yoktu benim.
Gözlerimdeki yaşları silmiş ve arabanın camında dağılan suratımı toparlamaya çalışmıştım. Küçük bir kaç dokunuşun ardından yüzümü istediğim şekle sokmayı başarmıştım.
Bir başkası için kusursuz sayılabilecek kadar güzel olan bu ten içinde bir ölüyü saklayabilecek kadar kusurluydu.
Arabadan inmiş ve dün gece benim yüzümden başının fena halde belaya girdiğini bildiğim uzayın kapısını çalmaya başlamıştım.
Kapıyı açan uzay beklemediği bir anda karşısında beni görünce oldukça şaşırmıştı. Dün gece yaşananlardan sonra karşısında bulmayı beklediği son kişiydim belki de.
Gözlerindeki hayal kırıklıklarını canlı canlı gördüğüm adam hayır diyememenin ızdırabı içerisinde kavruluyordu.
Dün gece onu öptüğüm için pişman olduğumu gözleriyle görmüş kulaklarıyla duymuştu.
Hiçbir tepki vermeden karşımda dikilen uzayın hiçbir şey söylemesine fırsat vermeden dudaklarına yapışmıştım.
Sevilmeye ihtiyacım vardı ve bunu yapabilecek tek kişi uzaydı.
Üst dudağını dudaklarımın arasında emmeye başladıgım uzay karşılık vermeden öylece duruyordu karşımda.
Ne kadar ileri gidebileceğimi belki de ne zaman pişman olup geri döneceğimi bekliyordu.
Daha önce defalarca yarıda bıraktığım duygularıyla oynadığım uzay hiçbir zaman geri çevirmemiş reddetmemişti beni.
En önemlisi de doruk gibi intikam almaya çalışmamıştı benden. Ne yaparsam yapayım affetmişti. Gerçek sevgi böyleydi belki de.
Üst dudağını arsızca dudaklarımın arasında emdigim ve bundan zevk aldığını bildiğim uzayın karşılık vermeden karşımda öylece duruyor olması sinirimi bozmaya başlamıştı.
“Sana geldim."
"Sen bana hiç gelmedin aslında."
"Senin için geldim.”
Yalandı!
İkimizde biliyorduk yalan olduğunu. Onun için değil kendim için gelmiştim buraya. Doruğun yaptıklarını unutmak içindi yaptığım herşey.“Beni istemiyorsun.”
Sesim titriyor reddedildiğini düşündüğüm dudaklarımdan zehir akıyordu.
Tenim dokunulmak zihnim arzulanmak istiyordu.
Sevmeden sevişmek iyileştirmeyecekti bunu hesap edemiyordu zavallı yanım.
Gözlerimdeki yaşları parmak uçlarıyla silen uzay çektiğim acının büyüklüğünü umursayan tek kişiydi.
Aslında onun için olmadığını bildiği yaşları siliyordu parmakları.
“Öp beni!”
O kadar istekli söylemiştim ki reddetmesi mümkün değildi. Uzay reddedilmesi mümkün olmayan birisini reddetmek istiyor kendisini tıpkı benim gibi içinde boğulduğu karanlık sulardan kurtarmak istiyordu.
Bileklerindeki zehirden bile güçlü olan birşey varsa o da damarlarının içerisinde dolanan ve kalbini istemenin kör kuyularında kavuran zehirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANAVARIN KALBİ (+18 )
Teen FictionDoruk yasaktı, günahtı, hastalıktı. Bir yasağın karşı konulamaz büyüsüne kapılmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklardı.