AkşamDoruğun yurt dışındaki üniversiteden mezun olmasının şerefine büyük bir parti organizasyonu ayarlayan haldun amca oldukça telaşlıydı.
Bu hayatta annemi ve beni saymazsak doruktan başka hiç kimsesi yoktu.
Doruk onun vefat eden ilk eşinden olan tek çocuğuydu. İki yıldır Londra'da Cambridge üniversitesitesinde ekonomi üzerine master yapıyordu.
Annemle evlendikleri zaman doruk altı bense 4 yaşındaydım. Çocukluğumuz birlikte geçmişti. Aynı bahçede top koşturmuş aynı kedinin başını okşamıştık.
Kardeş gibi büyütülmüştük ama ben onu hiçbir zaman kardeşim olarak görmemiştim.
Çocukluğumuzdan beri deli gibi seviyordum onu. Kimse bilmiyordu. Yasak olan bir günahı saklar gibi yıllardır içimde sakladığım adam benim abimdi.
Hissettiklerimin mantıklı hiçbir açıklaması yoktu. Yasak olan öldürücü bir tutkuydu kalbimi zehirleyen. Nefes aldığım her saniye ölümü soluyordum.
"Asyacım çok güzel olmuşsun canım kızım."
Annemin ne zaman yanıma geldiğini bile fark edememiştim.
"Gerçekten de güzel olmuş muyum anne?"
"Evet tatlım gerçekten de çok hoş görünüyorsun."
"Teşekkür ederim."
Annemin güzel bakışları beğeni doluydu. Demek ki gerçekten de güzel olmuştum. Annem öyle kolay kolay birisini beğenecek bir kadın değildi çünkü.
Giydiğim saks mavisi elbisenin içerisinde kuğu gibi süzülüyor, doruğu yıllar sonra yeniden göreceğim için heyecandan yerimde duramıyordum.
Altı yıl geçmişti.
Koskoca altı yıl.
Altı sene sonra onu ilk defa görecektim.Benden herşeyimi çalan hırsız terk edip gittiği noktaya geri dönüyordu. Dünya yuvarlaktı. Belki de bu sebepten bütün gidişler aslında geri dönüşler içindi.
"Doruk kaçta burada olacak haldun amca?"
"Altıda dedim ya kızım."
"Offf zaman da geçmek bilmiyor bir türlü."
Heyecanlı halime gülümseyen annem ve haldun amca doruğu ne kadar çok özlediğimi biliyorlardı.
Doruk londra'ya ilk gittiğinde on altı yaşındaydım. Küçücüktüm!
Londra'ya gittiği ilk gün sabaha kadar durmaksızın ağlamıştım. Hatta sırf onu bu evden göndermesinler diye çatıya bile çıkmıştım o zamanlar.
Eğer doruk beni durdurmasaydı atlayacaktım aşağıya. Ölmeye kalkışmam bile kar etmemişti. Doruk gitmişti. Annemden nefret ettiği için bu evde durmayı istemediğini biliyordum.
Annemden sonraki en güçlü sebep bendim dorugun bu evde durmayı istememesi için. Doruk Londra'ya ilk gittiğinde on sekiz yaşındaydı.
O zaman geri dönmüştü. Yine döner zannetmiştim ilk başta. Yine gelir diye çok beklemiştim.
Ama yıllar geçmiş doruk dönmemişti. Seviştiğimiz gece lanetliydi o yüzden. Herşey o geceden sonra olmuştu.
Doruk bir daha dönmemek üzere gitmişti.
O annemden ne kadar nefret etse de ben onun babasını tıpkı kendi babammış gibi seviyordum.
Doruğa ait olan herşeyi seviyordum. Saklandığım tişörtlerini, oyuncak arabasını hatta annesinin resmini bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANAVARIN KALBİ (+18 )
Teen FictionDoruk yasaktı, günahtı, hastalıktı. Bir yasağın karşı konulamaz büyüsüne kapılmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklardı.