Sesin geldiği yöne doğru çevrilen bakışlarım şaşkındı. Uzay da benimle aynı yöne doğru bakıyordu.
Elindeki fenerle ismimi zikreden karşımdaki doruktu. Beni aramaya çıkmış olamazdı herhalde. Doruğun bu saatte burada ne işi olabilirdi ki.
Şaşırtıcıydı!
Yanımdaki uzaya çevrilen bakışlarım korku doluydu. Uzay ne ara yanımdan kalkmış ne ara ayaklanmıştı.
“Ne işin var lan senin burada.”
Yanımıza doğru yaklaşan Doruğun sesi öfkeliydi. Bağırıyordu.
“Asıl senin ne işin var burada?"
Uzay da en az doruk kadar öfkeli ve gergindi. İkisinin arasındaki gerginlik elle tutulacak kadar gerçekti.
Uzay susmuyor konuştukça doruğu daha da sinirlendirmeye devam ediyordu.
"Dur tahmin edeyim kırıp dökmekten zevk aldığın oyuncağını kaybettin."
"Doğru konuş."
"Ne oldu hoşuna gitmedi mi söylediklerim."
"Beni delirtme lan."
"Dogru söylüyorum demi doruk. Sende biliyorsun bunu. Oyuncağını kaybettiğini düşündün bugün sen."
"Ben kaybetmem."
"Eğer onu bulamazsan egonu besleyebileceğin başka hiçbir şeyinin kalmayacağını anladığın için burdasın."
"Benim neden burda olduğum seni ilgilendirmez."
"Oyuncağını kaybettin ve sende onu aramaya çıktın öyle değil mi doruk öztan?"
"Asya oyuncak değil."
"Benim için değil ama senin için kesinlikle öyle."
"Sen kimsin ki ne biliyorsun ki bu şekilde konuşabiliyorsun?
"Aslında senin için oyuncak değil oyuncağın verdiği his önemli."
"Öyle mi?"
"Öyle! Zira oyuncağın verdiği çaresizlik hissi senin için paha biçilmez öyle değil mi doruk öztan?"
"Asya seni neden sevmiyor neden istemiyor biliyor musun? Çünkü herşeyi bildiğini zanneden bir ahmaksın sen uzay."
"İtiraf et doruk. Belki de alacağın intikamdan bile daha değerli hissettiriyor bu his sana. “
Uzayın söylediklerine sinirli bir gülümsemeyle gülümseyen doruk o kadar öfkeliydi ki onun öfkesi üçümüzü de mahvedecek kadar kuvvetliydi.
“Senin ecdadını sikerim lan uzak duracaksın Asya’dan anladın mı beni uzak duracaksın ondan."
"Buna sen mi karar veriyorsun?"
"Evet ben karar veriyorum. Eğer seni Asya’nın yanında yakınında görürsem bitiririm oğlum seni.”
Göğsü hızlı hızlı inip kalkan uzay burnundan soluyordu. Doruktan korkmadığını ikimizde biliyorduk. Doruğa doğru attığı adımı durduran sesim kaygılıydı.
“Uzay lütfen sakin ol.”
“Asya gel buraya.”
Doruğun otoriter sesi kulaklarımı sağır edebilecek kadar güçlüydü.
“Nereye geliyormuş asya sen önce bir bana anlatsana.”
Doruğa doğru attığı adımlar öfke kusuyordu. Mani olmazsam eğer benim yüzümden çok kötü şeyler olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANAVARIN KALBİ (+18 )
Teen FictionDoruk yasaktı, günahtı, hastalıktı. Bir yasağın karşı konulamaz büyüsüne kapılmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklardı.