İyice yaşaran gözlerim öfke saçıyordu. Dilimdeki zehir kanımdaki zehir kadar kuvvetliydi.
Doruk benden nefret ediyordu. Tanrım tıpkı anneme söylediğim gibi doruk benden nefret ediyordu. Dayanamıyordum!
Dorugu benden uzaklaştıran bütün sebeplerin canı cehennemeydi. Hepsinden nefret ediyordum.
Doruğu benden uzaklaştıran her şeyden ve herkesten nefret ediyordum. Seray öztandan nefret ediyordum.
Haldun öztandan nefret ediyordum.İkisinin aşkından ve haldun amcayı seven tarafımdan nefret ediyordum.
Kendimden bile nefret ediyordum.Yanımıza doğru ilerleyen haldun amca ellerini annemin omuzlarına koymuştu.
“Bir sorun mu var hanımlar?”
Dışardan ne kadar belli oluyordu bilmiyordum ama evet bir sorun vardı. Hem de o kadar büyük bir sorun vardı ki...
Karşımdaki ikili o kadar büyük bir sorun teşkil ediyorlardı ki...
İkisinden de nefret ediyordum.
Sanki dünya üzerinde başka adam yokmuş gibi onca insanın içerisinde gitmiş doruğun babasıyla evlenmişti annem.
Nedendi ya neden?
Onca insanın içerisinden neden haldun amcayı seçmişti annem. Başka adam mı kalmamıştı memlekette evlenecek.Eğer annem doruğun babasıyla evlenmiş olmasaydı dorukla belki de bir şansımız olabilirdi.
Belki de Seray öztanın değil de başka bir kadının kızı olsaydım eğer doruk beni sevebilirdi. Herşeyin suçlusu annemdi.
Haldun amcaya hiçbir olmamış gibi gülümseyen annem usta bir oyuncuya taş çıkartabilecek kadar yetenekliydi.
“Hayır hayatım hiçbir sorun yok iyiyiz biz."
"Öyle mi?"
"Evet canım, merak etme sen bizi asya biraz üşütmüş o kadar.”
Evet biraz üşütmüştüm hepsi bu kadardı. Nasıl da iki yüzlü nasıl da yalancıydı. Gerçeği söyleyemiyordu tabi sevgili kocasına.
“Çok iyi rol yapıyorsun anneciğim. Tebrikler!”
“Anlamadım?”
Yüzü öfkeden renkten renge giren annemin gözlerinin içerisine bakıyordu gözlerim.
“Anlamayacak birşey yok canım. Şaka yapıyorum.”
Şuursuz bir şekilde gülümsemeye başlamıştım. Seray öztanın sinirden kudurduğuna yemin edebilirdim.
“Doktora gitmek ister misin Asyacım?”
Haldun amcaya tıpkı annemin yaptığı gibi gülümsüyordum. İkimizde hatta üçümüzde iyi birer yalancıydık.
Hiçbir şey olmamasını isteyen herkes bir sorun yok açıklamasının arkasına saklanmayı seçiyordu.
Haldun amcanın da işine geliyordu bu durum biliyordum. Tıpkı annem gibi o da sorun çıksın istemiyordu.
“Teşekkür ederim haldun amca annemin de söylediği gibi biraz üşüttüm o kadar ilaç alırım yatmadan önce sabaha hiçbir şeyim kalmaz merak etme sen beni.”
"Emin misin tatlım?"
"Evet."
Gerçekte nasıl mıydım?
Günde en az iki defa çekip kafayı bulan bir esrarkeş hissettiklerinin hiç kimsenin yanında hiçbir önemi hiçbir değeri olmayan bir köşeye öylece fırlatılıp atılan bir çöp parçası gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANAVARIN KALBİ (+18 )
Teen FictionDoruk yasaktı, günahtı, hastalıktı. Bir yasağın karşı konulamaz büyüsüne kapılmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklardı.