27.bölüm

727 13 0
                                    


Sabahki hadiseden sonra doruğu ilk defa akşam yemeğinde görmüştüm. Anneme ya da haldun amcaya birşey söylememişti ama bu olayın peşini bırakmayacağını biliyordum.

Sessizlik içinde rutin bir şekilde akşam yemeğini sonlandırmadan önce doruğun elini tutan Yasemin kötü giden gidişatın seyrini bir anda değiştirmişti.

“Hayatım aldığımız kararı bütün aile birlikteyken açıklamaya ne dersin?”

Ne kararından bahsediyordu bu kadın. Neler oluyordu?

Gözlerini doruğa çeviren haldun amca doruğun ve yaseminin söyleyeceklerini merak içerisinde dinliyordu.

Duygusuz ve histen arınmış bir şekilde bakan siyah gözlerini annem ve haldun amcanın arasında gezdiren doruk bir çırpıda söylemişti kulaklarımı sağır eden bütün gerçeği.

“Yasemin ve ben evlenmeye karar verdik.”

Duyduklarına gülümseyen haldun amca ve doruktan kurtulduğunu düşündüğü için içten içe sevinen annem için muhteşem olan bu haber benim için tam bir yıkımdı.

Parmaklarımın arasında tuttuğum çatal birden bire yere düşmüştü.

Nasıl olmuştu nasıl düşürmüştüm parmaklarımın arasındaki çatalı. Ellerim titriyor, gözlerimden damlamak üzere olan damlalar saniyelerle yarışıyordu.

Yaralı bir kuşun kanadını takmışlar gibi göğsümün içerisinde çaresizce çırpınan kalbim gögsümden dışarı fırlayabilecek kadar hızlı çarpıyordu göğsümün içerisinde.

Kulaklarımı sağır eden cümleler katliam çıkartabilecek kadar kuvvetliydi.

Nefes aldığım her saniye ciğerlerimi yakan bu hikaye asya ve doruğun hikayesi değildi, hiçbir zaman da olmayacaktı. Bu hikayenin mutlu bir sonu yoktu. Mutlu bitebilme ihtimali de kalmamıştı. 

Evleniyordu!
Onu sevdiğimi bile bile bir başkasıyla evleniyordu.

Benim evim bir başkasına yuva olacaktı.

Sırtımı yaka yaka ilerleyen soğuk ter damlaları bel boşluğumdan aşağıya doğru yavaşça süzülüyor, zelzeleye tutulmuş bir eşya gibi zangır zangır titreyen parmaklarım nerede duracağını bir türlü hesap edemiyordu.

Ellerimi nereye koymalıydım?
Ellerimi nereye koyabilirdim?
İnsan böyle bir durumda ellerini nereye koyabilirdi?

Ellerimi nereye koyabileceğime dair hiçbir fikir yürütemiyordum.
Garipti, daha önce birçok konuda ikilemde kalmıştım lakin ilk defa ellerimi nereye koyacağımı kestiremiyordum.

Yere düşürdüğüm çatalın sesi kulaklarımı uğuldatıyor kulaklarım uğultulu bir sessizlikte çınlıyordu. Saç diplerim sırılsıklamdı. Saç diplerimde hissettiğim ıslaklık terden öteydi.

Kendi bedeninin ağırlığını taşımaktan aciz olan zihnim masadaki varlığını muhafaza etmekte güçlük çekiyordu. Sarsıldığımdan  benden başka kimsenin haberi var mıydı?

Dışardan nasıl görüyordum insanlar benim hakkımda ne düşünüyorlardı?
Annem, haldun amca, Yasemin ve de doruk silik birer suliete bürünen karekterler zihnimdeki canlılığını birer birer yitiriyorlardı.

Uyku ile uyanıklık arasında bilinçle bilinçsizlik arasında gidip gelen bir noktada kilitlenen bakışlarım donuktu. Göz kapaklarıma bulaşan ağırlık zihnime korkunç işkenceler tasarlıyordu.

Göğsümün içerisinde büyüdükçe büyüyen bir ateş vardı sanki. Tenimi, derilerimi, tırnak uçlarımı ve göğüs kafesimi yakıyor küle çeviriyordu.

CANAVARIN KALBİ (+18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin