Elbisemin eteklerini tutarak yürüyordum. Peşimden gelen uzay beni durdurmak için elinden gelen herşeyi yapıyordu.
“Asya dur lütfen bekle beni.”
“Gelme peşimden.”
“Gitsen neyi değiştirebileceksin ki?”
Haklıydı gitsem bile bu saatten sonra neyi değiştirebilecektim ki.
Peşimden benimle birlikte gelmeye devam eden uzaya aldırmadan kendimi zor da olsa caddeye atmıştım sonunda.
Arabama binmek üzere olduğum saniyeler içerisinde etrafımı saran kalabalık aç bir kurt gibi saldırmaya hazırlanıyordu.
Herşey saniyeler içerisinde olmuştu.
Her yerde yanıp yanıp sönen ışıklar ve soru yağmuruna tutan kalabalığın ortasında öylece kala kalmıştım.
Asya hanım doruk beyin düğününde yaşananlar ile ilgili bir açıklama yapacak mısınız?
Doruk bey ile olan yasak ilişkiniz ne zamandan beri devam ediyor?
Doruk beyin yasemin hanıma değil de aslında size aşık olduğu doğru mu?
Yurt dışına doruk beyden uzaklaşmak için gittiğiniz doğru mu asya hanım?
Asya hanım lütfen bir açıklama yapar mısınız?
Asya hanım!
Asya hanım!
Bitmiyordu!
Hiç susmadan sormaya devam ediyorlardı.Bunların burda ne işi vardı. Burada olduğumu nereden biliyorlardı. İstanbul’da olduğumu bile kimse bilmiyordu bugün burda olduğumu kim haber vermişti bunlara.
“Çekilin lütfen rahat bırakın beni.”
Etrafımı saran gözü dönmüş kalabalığın içerisinden bedenimi çekip çıkaran tabiki de uzaydan başkası değildi.
“Dağıtın şunları.”
Uzaydan aldıkları emirle gazetecileri uzaklaştıran uzayın adamları olmasaydı o kalabalığın içerisinden imkanı yoktu çıkamazdım.
Korkudan titreyen bedenimi güçlü kollarının arasına bıraktığım uzay her zaman olduğu gibi yeniden yanımdaydı.
Yere her düştüğümde onun sayesinde kalkmamış mıydım zaten bu zamana kadar.
O olmasaydı ne yapardım nasıl kurtulurdum inanın bilmiyordum. Başa çıkabileceklerim konusunda ciddi sorunlarım vardı.
Gazetecileri zorla uzaklaştıran adamlar geçmemiz için yolu açmıştı. Uzayın evinde uzayın kollarının arasındaydım yeniden.
Kaçtığımı zannettiğim bir sona doğru sürüklenen kaderim kaçtığım noktaya kaçtığım adama doğru itiyordu beni.
“Bunlar çıldırmış!"
"Bunlar çıldırmış uzay şaka değil aşağıda neler yaşadım ben öyle."
"Allah’ım ne yapacağım ben.”
"Uzayyyyyy!"
"Uzay ne yapacağım ben?"
Bugün onlardan daha da çıldırmış olan birisi varsa o da kesinlikle bendim. Uzayın bedenimi sardığı kollarının arasından güçlükle çıkmıştım.
“Bırak beni uzay bırak.”
Yerimde duramıyordum.
“Sakin ol asya. Burada güvendesin. Sana hiç birşey yapamazlar.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANAVARIN KALBİ (+18 )
Novela JuvenilDoruk yasaktı, günahtı, hastalıktı. Bir yasağın karşı konulamaz büyüsüne kapılmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklardı.