50.bölüm

151 7 1
                                    

Uzayın onu tanıdığımdan beri her zaman karanlık ve ürkütücü bir tarafının olduğunu bilir lakin üzerinde durmazdım bana zarar vermeyeceğini bildiğim bu tarafının.

Bilirdim çünkü o karanlık tarafının ucu hiçbir zaman bana değmez uzay asla hiçbir zaman bana bile isteye zarar vermezdi.  İki dünya bir araya gelse de beni düştüğüm her belanın içerisinden çekip alırdı.

Elini benim için yılanın deliğine sokar yılanın zehrini akıtırdı benim için. Şimdide yapıyordu aynı şeyi.

Görünen köy kılavuz istemezdi. O uzaydı. Çocukluğumuzdan beri bana aşık olan adam.

Şüpheye küçük ama kirli bir ihtimale yer yoktu bizim aramızda. Sinek küçük de olsa mide bulandırıcıydı.

Bunu daha önce yapmış kapısına dayanmıştım da ne olmuştu. Yine yanımda o vardı. Yine beni kurtarmasını beklediğim tek kişi oydu.

Anlamam gerekiyordu artık ondan başka kimsem yoktu benim.

Gözlerimi yummuş kafamdaki bütün kirli ihtimalleri elimin tersiyle itmiştim.

Azrayı gömdüğümüz yere geldiğimizde gecenin günahları örtü gibi örttüğü bir zaman diliminin içerisine savrulmuş gibiydi bedenlerimiz.

Gece de tıpkı yüreğimiz gibi soğuk ve de  karanlıktı.
Kapkaranlık...

Karanlığı bölen kurtarıcımın günahkar sesiydi. Avına av olmuş bir katilin hikayesinde bütün sesler susmuştu.

"İstersen sen arabada bekle bizi.”

Başımı olumsuz anlamda salladığım uzay iyi olmadığımın farkındaydı.

Başım dönüyor vücudum sallanıyordu sanki. Geçmişi yeniden yaşamak gibiydi bu.

Ellerim tuhaf bir şekilde titriyor beş yıl önce olanları anımsayan zihnim içine çekildiği karanlıktan kurtulmak için çırpınıyordu.

Soğuk soğuk terler döküyordu bedenim. Azrayı öldürmüş ve ellerimle gömmüştüm onu buraya.

Unutmak için çok uğraşmıştım oysa.
Geçmiş hiçbir şekilde geçmiyordu benim hayatımda.

Geçmişin izlerini kovalayan bir avcıydı peşimdeki.

Azrayı gömdüğümüz noktayı kazan Esat ile Ademi izleyen gözlerim uykusuzluktan ve yorgunluktan ağrımaya başlamışlardı.

Ayakta güçlükle duran bedenim uzayın desteği de olmasa yere yığılıp kalacak kadar takatsizdi.

Soğuktan mıydı yoksa takatsizlikten miydi bu halim?

Toprağa vurulan kazma sesleri ve geceye yayılan toprak kokusu güçlü bir uyuşturucu etkisi yaratıyordu zihnimde.

Herşey darmadağın olmuştu.

Bir zamandan sonra nihayet toprağı kazmayı bırakan adamlar da en az bizim kadar şaşkındı.

“Noldu?”

Uzayın endişeli sesi bir şeylerin yolunda gitmediğini tastikler nitelikteydi.

“Abi burası boş.”

“Nasıl boş?”

Esat ile Ademin kazdığı noktaya doğru hızlı adımlarla ilerleyen uzay da tıpkı benim gibi şaşkındı.

Nasıl boş olabilirdi?
Azrayı beş sene önce tam olarak buraya ellerimizle gömmüştük.

Uzayın gittiği noktaya doğru ilerleyen güçsüz adımlarım bilinmeyen korkularla yüzleşeceğini hissediyor gibi kararsızdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CANAVARIN KALBİ (+18 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin