Dudaklarımın üzerine kapanan sıcacık dudaklar...
Bilinç altımı istilası altına alan ve veba hızında yayılan ölümcül bir hastalığın etkisi altına girmiş gibiydim.
Bu hissettiğim şey evet kesinlikle bir hastalıktı. Başka hiçbir mantıklı açıklaması hiçbir tanımı yoktu. Üstelik tehlikeli öldürücü ve bulaşıcıydı.
Korkuyor muydum?
Evet kesinlikle kalbimi tesiri altına aldığını bildiğim bu korkunç hissin verdiği etkiden korkuyordum.
Kim öldürücü olduğunu bildiği bir hastalıktan korkmazdı ki?
Dudaklarımın üzerine kapanan sıcacık dudaklar aracılığıyla bulaşmıştı bu korkunç hastalık zihnime.
Zihnim bölünmesi engellenemeyen ve büyümesi durdurulamayan bir virüsün etkisi altına girmiş gibiydi.
Zehirlenmiştim adeta.
Zehirlenmiş aynı zamanda da temizlenmiştim. Bir nevi arınmış ve de yenilenmiştim. Vücudumdaki tehlikeli bir zehrin etkisini başka bir zehirle atmış gibi hissediyordum.
Tuhaftı hayatımdaki diğer herşey gibi bu da oldukça tuhaftı. Güzeldi de aynı zamanda.
Uzuvlarımı kontrol edemiyor taş kesilmiş bir heykeli andıran bedenimi yönlendirmekte oldukça güçlük çekiyordum.
Mantıklı düşünemediğimin sağlıklı kararlar alamadığımın farkındaydım.
Yanlış yapmaktan doğru bir adama yanlış bir adım atmaktan ölesiye korkuyordum. Bu defa kendim için değildi hissettiğim hiçbir şey. Sadece onun içindi.
Dudaklarım yanıyor göğsümün içerisinde dans ettiğini düşündüğüm kelebekler ordan oraya uçuşuyordu.
Bu hissettiğim şeyin adı kesinlikle tutkuyla eş değerdi. Adını bilmediğim bir tutkunun kol gezdiği şehvet damarlarımda dolanmaya devam ediyordu.
Göğüs kafesimin içerisi devasa bir yangına ev sahipliği yapıyordu yıllardır. Kolay değildi benim için yeni bir başlangıç yapabilmek. Yeniden birisini sevebilmek.
Ateşin değdiği her nokta küle dönüşmüştü. Yanık izleriyle doluydu tenim. İs kokuyordu ateşin dokunduğu zihnim.
Öyle bir ateşti ki bu geçtiği yerleri yakan, yıkan, küle çeviren ve sönmenin ne demek olduğunu bilmeyen bir ateş.
Yakmıştı!
Zihnimi, kalbimi tenimi...
Yıllarca yanmıştım!
Öyle tarifsiz bir acıyla sınanmış öyle büyük bir ateş de yanmıştım ki...
Dediğim gibi hiçbir şey kolay değildi benim için. Değişmek de buna dahildi.
Dudakları kan kokan elleri ruhumdaki ölüye ağıtlar yakan canavarın göğsüme soktuğu kuşları çıkarmak onlardan kurtulmak zorundaydım.
Kurtulmayı hiç istemediğim kadar çok istiyordum bu defa.
Küllerin içerisinde umut didekleyen kanatları kırılmış zavallı kuşlar...
Onların da kurtulmaya ihtiyacı vardı biliyordum. Bulundukları kafese sığamıyordu artık göğsümün içerisindeki kuşlar.
Bu defa her zamankinden daha dar geliyordu kafesleri. Onlar da benim gibiydi. Onlarda kurtulmak istiyorlardı. Onları da kendimi de kurtarmak zorundaydım. Artık kurtulmak zorundaydım.
![](https://img.wattpad.com/cover/230397762-288-k857257.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANAVARIN KALBİ (+18 )
Teen FictionDoruk yasaktı, günahtı, hastalıktı. Bir yasağın karşı konulamaz büyüsüne kapılmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman anlamayacaklardı.