Kitap Evreni

Ödeme

Evine geldiğimizde onu bile beklemeden içeri girdim ve mutfağa geçtim.

Dolapta tatlıyı bulunca sırıttım. Dün Ecem yapmıştı.

Direkt tepsiden tatlıyı çatallarken içeri Berk girdi.

"Kardeşin nerede, iyi mi?" diye sordum.

"Evet, iyiymiş." deyince "İyi." dedim ve tatlıyı yemeye devam ettim.

"Kimin adamısın?" diye sordu.

Dalga geçerek "Muhammed Talha diye biri var tanıyor musun?" diye sordum.

"Hayır, kim bu?" diye sordu. Çok ciddiydi. Gülmemek için kendimi tutuyordum.

"Annesinin zorlaması ile yaşıyor. La ilahe illallah mı diyelim yoksa oyun mu oynarsın diye zorladı da zorladı. Çocukcağız da zorunluluktan la ilahe illallah dedi ve din adamı olma yoluna girdi." dedim.

"Ne diyorsun sen?" diye sorunca "Tatlı güzel olmuş." dedim.

"Ne kadar para istiyorsun?" diye sordu.

Anlamayarak "Ne parası?" diye sordum.

"Hani ipleri çözme karşılığı." deyince "Ha şu para. Sen zenginsin lan, ateşle bir şeyler." dedim.

Çek defterini getirince "Oha çok havalı." dedim.

Beni takmadan çek defterini doldurunca paraya baktım. İki bin mi? Benim için çok süper miktar.

Acaba kitapta da gerçekteki gibi aynı para miktarı falan mı geçerli?

Çek defterinden parayı koparırken kapı çaldı.

"Bir dakika." deyip kapıya gidince umursamadım.

İçeriye ağzında sakız varken konuşan bir kız ile girince yüzümü buruşturdum. Bu kesinlikle Oya'ydı.

Oya "Bu kız kim?" diye sordu.

"Bende buradayım." diye mırıldandım.

Berk beni takmadan "Hiç kimse. Sadece ödeme almak için bekliyordu." dedi.

"Hala bekliyorum." dedim.

Berk çekten sayfayı koparıp bana verince "Eyvallah ciğerim." dedim.

Oya bana yüzünü buruşturarak bakarken imayla "Acaba bu neyin ödemesiydi?" diye sordum.

Berk'in kaşları çatılırken Oya sinirle Berk'in yüzüne tokat attı.

"Sen beni nasıl aldatırsın!" diye bağırıp giderken gülmemek için kendimi zor tuttum.

Berk ile göz göze gelince sessizce yutkundum. Sıçmış gibi hissetmem umarım normaldir.