"Berk hızlı olsana!" diye bağırdım heyecanla.
Berk derin bir nefes verdikten sonra akıl hastanesinin kapısına baktı ve "Gerçekten bunu yapacak mısın?" diye sordu.
Berk'e döndüm ve "Kafam kadar yüzüğü Raziye'nin gözüne sokamayacaksam niye evleniyorum ki?" diye sordum.
Berk alt dudağını düşündüğünü belli edercesine büktükten sonra "Beni sevdiğin için olabilir mi?" diye sordu.
Kısa bir süre düşündükten sonra "Tabii, o da bir sebep." diye mırıldandım.
Berk tam bana cevap verecekken "Oyalanmayı bırak hadi." dedim ve akıl hastanesinin bahçesine girdim.
Bahçenin ortasındaki çeşmeyi görünce Berk'in kolunu dürttüm.
"Zamanında komutanım ile şu çeşmenin çevresinde dönerdim. Bir saat sonra dönmeyi bıraktım diye beni kovmuştu. Duygulandım." dedim ve hayali gözyaşlarımı sildim.
"Ah benim deli nişanlım." dedikten sonra kolunu omzuma atan Berk'e sırıttım ve "Ben de seni seviyorum." dedim.
Berk bu dediğime gülümserken zamanında benimle ilgilenen bir görevliyi görünce Berk'i bırakıp koşarak görevlinin yanına gittim.
Görevli beni görünce "Çağda mıydı?" diye sordu.
"Ah, evet. O mükemmel insan benim." dedim.
Görevli arkamdan gelen Berk'e baktıktan sonra "Seni buraya ne getirdi?" diye sordu.
"Çatlak Raziye'yi görmeye geldim."
"Çatlak demek doğru mu?" diye soran görevlinin sorusunu takmadan "Aynı odada mı?" diye sordum.
"Evet." diyen görevli konuşmaya devam edecekti ama onu dinlemeden Berk'in elinden tutup Raziye'nin yanına hızlı adımlar ile yürümeye başladım.
Odasının kapısını hızla açtıktan sonra "Ben geldim!" diye bağırdım.
Gördüğüm sahne ile ağzım açık kalırken "Nasıl?" diye sordum.
Raziye'nin kafasında duvak vardı. Komutan ile birlikte pasta yiyorlardı.
Raziye beni görür görmez ayağa fırladı ve elini bana doğru uzatıp yüzük parmağına taktığı çiçeklerden yapılmış el yapımı olan yüzüğünü gösterdi.
"Komutan ile nişanlandık." diyen Raziye'ye elimi uzattım ve yüzüğümü gösterip "Ben de hayali diye dalga geçtiğin adamla nişanlandım." dedim.
Raziye, Berk'i süzdükten sonra omuz silkti ve "Benimki bir komutan." dedi.
Komutanın göğsü kabarırken "Benimkinin de akli dengesi yerinde." dedim.
Berk'in gülmemek için kendini tuttuğunu gördüğümde kolunu cimcikledim.
Berk kaşlarını çatıp bana bakarken Raziye, "Benimki kendi elleri ile bana yüzük yaptı. Seninki ise uğraşılmadan alınmış bir yüzük." dedi.
"Benimkinin de akli dengesi yerinde." diye cümlemi tekrarladığımda Berk, "Bunu demiştin." dedi.
Ona döndüm ve "Lütfen sen buna karışma. Yoksa sen de yanarsın." dedim.
Berk pes ederek komutanın yanına oturup pastadan alırken Raziye'ye baktım.
Gözlerimi kısarken "Ben yarın evleneceğim!" dedim.
Berk'in yediği pasta boğazında kalırken Raziye, "O zaman ben bugün evleniyorum!" diye bağırdı.
"Ben daha hızlı evlenirim!"
"Hayır, ben!"
Sinirle nefes verdikten sonra "Çocuk yapmada beni geçemezsin! Hem sen bu yaştan sonra çocuk yapamazsın!" diye bağırdım.
"Daha çıtırım, kıskanma beni!" diyen Raziye'ye "Her sene doğuracağım lan!" diye bağırdım.
Berk gözlerini pörtleterek bana bakarken Raziye, "Ben senden daha önce hamile kalacağım!" diye bağırdı.
"Hamileyim!"
Raziye son dediğim ile ağzı açık bana bakarken burun kıvırdım.
Raziye, Berk'e döndü ve "Evlenmeden kızı nasıl hamile bırakırsın? Ya ailesine ne diyeceksin? Kız Çağdoş sen de yani ayıp." dedi.
Raziye'nin arkasına saklandım ve "O beni yatağa attı. Yoksa ben ayıp mayıp bir şey yapmam." dedim.
Berk, "Ne!" diye bağırırken Raziye ayağındaki terliği çıkarıp Berk'e attı.
"Seni terbiyesiz!"
Raziye ikinci terliği de atarken Berk, "Benim bir günahım yok!" diye itiraz etti.
Raziye, "Bir de itiraz ediyor." diyerek terlik çekmecesini açınca Berk, "Niye bu kadar terliğin var?" diye sordu.
Raziye yeni bir terlik alırken Berk odadan tüymüştü.
Raziye terliğini bırakıp bana döndü ve "Kaç haftalık?" diye sordu.
Elimi karnımın biraz aşağısına koyarken "Daha bir buçuk aylık. Minik." dedim.
"İsmini düşündünüz mü?" diye soran Raziye'ye "Senin ismini vereyim mi kız?" diye sordum.
"Benim ismimi taşıyamaz. Çok mükemmel isme sahibim." diyen Raziye'ye "Aman, ismini yesinler. İğrenç bir ismin var. Benim ismim daha güzel!" diye bağırdım.
Tekrar kavgaya tutuşacakken içeriye giren Berk belimden kavrayıp beni omzuna aldı.
Hızla odadan çıkarken Raziye'nin arkadan bana bağırdığını duyuyabiliyordum.
Berk'e "Götün güzelmiş." dedim.
"Seninki de." diyen Berk ile anılarım depreşirken "Sapık." diyerek güldüm.
Akıl hastanesinin binasından çıkarken arkamdan görevlinin akıl hastanesine ait olduğuma dair bir şeyler dediğini duymuştum.
Belki de ait olduğum yer akıl hastanesiydi. Tabii Raziye'yi kudurtabileceğim daha iyi bir akıl hastanesi olması şartıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap Evreni
FantasyKitaplarına sığınmış yalnız bir kız, okuduğu kitabın içine çekilirse ve okuduğu kitabın ana karakter olursa geri gerçek dünyaya nasıl dönmeyi başarabilir? Daha doğrusu başarabilir mi?