Yemeği yerken Berk bir huzursuzdu. Masanın üstünden elini tuttum ve gülümsedim. Karşılık olarak gülümserken bile tedirgindi.
"Bir şey mi var?" diye sordum.
"Adamlarımdan biri rapor getirmeliydi. Bu kadar süre gelmemesinde bir şey var." dedi.
"İstersen gidip bir kontrol et. İçin rahat etsin." dedim.
Ayağa kalktı ve "Hazırlanıp çıkıyorum. Bir saate dönerim. İstediğin bir şey var mı?" diye sorunca "Yok. Sen işine bak. Bende film falan izlerim." dedim.
"Bir şey olursa ara." dedi ve yanağımdan öpüp mutfaktan çıktı.
Onun ardından ayağa kalktım ve "Berk." diye seslendim.
Bana dönüp "Efendim." deyince "Seni çok seviyorum." dedim.
Bu dediğime gülümserken "Bende seni çok seviyorum." dedi.
"Hadi git artık." dememle "Ha, doğru." dedi ve arkasını dönüp yukarı çıktı.
Geri önüme döndüğümde duyduğum bir patlama sesinden birkaç salise sonra cam kırılma sesi geldi. Neler olduğunu kavrayamadan göğsümde bir acı hissettim.
Elim göğsüme gidince bir sıvı elime bulandı. Sıcaktı.
Ayakta durmak artık imkansız hale gelmişti. Yine de direniyordum. Masaya örtüsüne tutundum ve yere yığılmamak için kendimi tuttum.
Artık tüm vücudum bana isyan ederken yere yığıldım. Benimle birlikte masanın üstündeki her şey yere dökülüp kırılmıştı.
"Çağda." diye bağırarak gelen Berk'e baktım. Dışarıda ateş sesleri duyuluyordu.
Hızlıca yanımda eğildi ve kanamam dursun diye ceketini çıkarıp yarama bastırmaya başladı.
Elini tutarken beni ısıtmasını ummuştum. Üşüdüğümü hissederken konuşmaya çalıştım ama duyduğum acıdan ve dudağımın kuruluğundan konuşamadım.
"Sakın kendini zorlama. Birazdan hastaneye gideceğiz. Kurtulacaksın ve mutlu olacağız." dedi.
Dediklerini gerçekleştiremeyeceğimizi biliyordum. Gözümden yaş akarken "Seni seviyorum." dedim.
"Sakın vedalaşmaya kalkma. Ayrılmayacağız." dedi.
"Üzgünüm." dedim.
"Lütfen beni bırakma. Yalvarıyorum, bırakma. Sensizliğin içinde yaşayamam." dedi.
Nefeslerim tükenirken "Geri döndüğümde sana olan aşkım değişmeyecek." dedim.
"İzin vermiyorum. Geri dönmeyeceksin." dedi.
"Sevgilimin dediğine uymak için canımı verirdim desem tuhaf mı olur? Zaten canım çıkıyor." dedim.
"Şu durumda da mı?" diye sorunca "evet" anlamında kafamı salladım.
Silah sesleri dururken içeri bir adam girdi ve "Patron dışarısı temizlendi." dedi.
Berk beni kucağına alıp arabasına doğru koşarken zorlanarak "Sakın kendini suçlama. Ben iyi ki diyorum. Sakın keşke deme. Seni sev..." derken gözlerim kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap Evreni
FantasyKitaplarına sığınmış yalnız bir kız, okuduğu kitabın içine çekilirse ve okuduğu kitabın ana karakter olursa geri gerçek dünyaya nasıl dönmeyi başarabilir? Daha doğrusu başarabilir mi?