Kitap Evreni

Acıtır

"Ne haberi?" diye sordum merakla.

"Burcu Hanım hamile." demesi ile "Bunların dükkanı kapanmamış mı? On sekiz yaşında abla olmayı sindiremiyorum." dedim. 

"Bu habere sevinmedin mi?" diye sordu şaşkınlıkla.

Sırıtarak "Tabii ki sevindim. Küçük bir Çağda yetiştireceğim. Böyle minik eller, ayaklar." dedim. 

"Çok istiyorsun bizde yaparız." deyince orta parmak çektim ve "Okulum daha öncelikli abicim." dedim.

"Yine mi abi muhabbeti?" diye sorunca gülerek "Evet." dedim.

Berk tam cevap verecekken yanımıza Melisa ve Tuana geldi. Zaten şu ana kadar gelmemeleri ilginçti.

"Siz konuşurken biraz kulak misafiri olduk. Bizi abinle tanıştırır mısın, Çağda'cım?" diye sordu Tuana. 

Berk gülerek bana bakarken "Hangimiz söylesin?" diye sordum. 

"Söylemeye gerek mi var?" diye sorunca "Başının bağlı olduğu gerçeği canlarını çok mu acıtır?" diye sordum.

"Belki de abin yerine sevgilin olmam çok kudurtur." dedi.

Bu beni güldürürken Melisa "Bizim burada olduğumuzun farkında mısınız?" diye sordu.

"Farkındayız da sizi umursamıyoruz. Çünkü şu an gözümde iki çöp poşetinden farksızsınız. İçinizde çok kirlilik var." dedi.

"Sen nasıl bizimle böyle konuşursun!" diye cırlayan Melisa ile Berk "Babanın patronu olarak, Çağda'nın sevgilisi olarak, sizin her bokunuzu bilerek böyle konuşuyorum. Şimdi Çağda'nın canını sıkacak bir davranış olursa yediğiniz o bokları ortaya çıkarmaktan hiç de çekinmem." dedi.

"Ne biliyorsun ki?" diye sordu Tuana.

Berk "Taksim'deki büyük olay, son sevgilin, sigara içişiniz,  aslında okuldan sonra gittiğiniz yerler..." diyordu ki Melisa "Bu kadar yeter." dedi ve Tuana'yı çekiştirmeye başladı.

Onlar giderken Berk gülerek "Tuana, İlker belki de başka bir şey için senden ayrılmıştır. En yakın arkadaşın onu ayarttığı için mesela..." dedi.

Tuana ve Melisa tartışmaya başlamıştı ki Berk elimden tuttu ve "Okulun beş dakika sonra bitiyor. Hazırlan da gidelim." dedim. 

"Nereye?" diye sordum. 

"Eren Bey, annenleri evlerine davet etmiş. Konuşmada senin ve benim de olmamızı istiyor." dedi.