BÖLÜM 32 "HALDAŞIM"

992 102 85
                                    

Yazar'dan :

Kör bir sabahın karanlığı , geceye kavuşup , güneşin aydınlattığı gökyüzü ile vedalaşıyordu tam da şu anlarda.

O zifiri karanlık yanlış yazılmış bir kelime gibi yavaş yavaş silinip daha da koyu siyaha karışarak yitiriyordu benliğini yavaş yavaş.

Tıpkı önlerinde akıp , ardlarında kaybolan yollar ya da hiç yaşanmamış gibi kaybolup giden anılar gibi.

Ama daha çok bir sayfayı doldurup ter temiz bir sayfaya geçmek gibiydi.

Ter temiz oluşu için mutlu bilhassa umutlu ama o sayfayı kirleten mürekkebin yazacaklarından ve geride bıraktıklarından dolayı endişeli...

"Geride bıraktıklarım."

Diye geçirdi Esma içinden derin bir nefes eşliğinde.

Daha bir kaç saat öncesinde ki vedalaşmadan bir kaç kere döküldü göz bebeklerine ve ardından bir damla yaş daha süzülerek karıştı teninin zindanlarına.

Son kez babasına sarılışının hatrına düşmesi ile karıncalandı kolları. Derince içine çektiği kokusunun yokluğu sızlattı burnunu ve 'hoşçakal nur'um ' diyişi defalarca yankılandı kulaklarında.

Her defasında betondan balyozların yüreğini ezdiğini , hüznün ellerinin boğazına sarılıp nefesini kestiğini hissediyordu.

Cidden nefes alamadığını fark edince , akmayıp görüşünü bulanıklaştırmaya başlayan gözyaşları ile beraber camı açmak için çabaladı.

Onun bu çabasını gören Yavuz , ona bir şey olduğunu sanarak hemen arabayı sağa çekti.

"Meleğim... İyi misin , ne oluyor?"

Yavuz'un yüreğine Esma'nın göz yaşlarını gördüğü anda bir hüzün çöktü.

Daha bir kaç saniye öncesinde mutluydu. Yüreğini , yüreğine emanet ettiği kadınla yaşayacakları hayaller titretiyordu içini.

Yavuz , aceleyle arabadan çıkıp Esma'nın kapısını açtı. Ellerini ellerinin içine alıp çöktü yere.

"Esma'm , güzelim sakin ol. Derin nefes al lütfen. Bak ben buradayım ,yanındayım..."

Diyerek nasıl nefes alması gerektiğini gösterdi.

Esma , Yavuz'un ellerini sıkı sıkı tutup , gözlerinin içine bakarak onun gösterdiği gibi nefes alıp vermeye başladı.

Bir kaç dakika sonra boğazını sıkan eller yavaş yavaş gevşeyip bedenini terk ettiğinde Yavuz bir şişe suyu açıp Esma'ya uzattı.

"Daha iyi misin meleğim? "

Esma sudan bir kaç yudum alıp başını salladı.

"Daha iyiyim... İlk defa böyle oldu. Birden nefesim boğazımda takalı kaldı."

Diyerek yorgun bacaklarını kendine doğru çekti ve Yavuz'un hali hazırda yüzünde gezinen eline yanağını yaslayıp gözlerini Yavuz'un yüzünde gezdirdi.

Maviliklerinde ki endişeli parıltıları , kırışan göz çevresini görünce gülümsemeye çalıştı.

Ellerini saçları arasında gezdirdi.

"Senide korkuttum. Özür dilerim."

Yavuz'un yüzü biraz gerilir gibi oldu akabinde Esma'nın saçlarından yanaklarına inen eli ile yumuşadı.

"O nasıl laf. Sen benim eşimsin , yüreğimsin... İnsan kendinden bir parçaya zarar gelmesinden korkar tabi..."

Esma gülümsedi ve utançla başını eğerek, gözlerini kaçırdı.

UZLETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin