Yazar'dan ;
~Bir hafta sonra ~
Esma elinde ki tepsiyi fırına attı ve doğrularak bedenini mutfak tezgahına yasladı.
Yüzünü hafifçe okşayan rüzgarı hissedince gözlerini büyük bir hasretle cama çevirdi ve akabinde derin , içli bir nefesi doldurdu ciğerlerine.
Kaç sene burada kalırsa kalsın , cama her baktığında türlü çeşit ağaçlarla, oradan oraya uçuşan kuşlarla hemhal olmuş gökyüzü yerine beton bloklar görmeye alışamayacaktı.
Her şey mükemmeldi ama başını çeviridiğinde göremediği o eksiklik gökyüzüne aşık olan Esma'yı biraz üzüyordu.
Öte yandan ise bugün evliliklerinin üzerinden tam bir hafta geçmiş , hatta beraber geçirecekleri ilk Ramazana da kavuşmuşlardı.
Yavuzla ilgili her şey o kadar güzel gidiyordu ki birşeyler bozulacak diye ödü kopuyordu Esma'nın.
Her günün sabahında Yavuz'un yüzünü gördüğü için şükrederek uyanıyordu mesela.
Beraber sabah namazını kılıyor sabaha kadar karşılıklı kuran okuyor sonra da kalkıp kahvaltı sofralarını beraberce hazırlıyorlardı.
Daha sonra Esma eşini -birkaç gündür- okula yolcu ediyor , akşam geldiğinde ise kapısını o gelmeden açıp özlemle boynuna sarılıyordu.
Öte yandan evine de çok çabuk alışmış ve sanki burada yıllardır kalıyormuş gibiydi.
Yavuz, tek başına yaptığı için söylensede tüm eşyaları tek tek kendi yerleştiriyor bir nevi zaman geçiriyor ve eve adapte olmayı kendince kolaylaştırıyordu.
Babasını ve babannesini ise her gün arıyor sesleri iyi geldikçe daha da mutlu oluyor ve içinde ki o karmaşık hüzün yumağı biraz daha çözülüyordu.
Esmanın düğününden hemen bir kaç gün sonra tekrar köye yerleşen eniştesi ve halasının varlığı ise yüreğine su serpiyordu.
Zilin sesi kulaklarına ulaştığında düşünceleri parça parça dağıldı Esma'nın. Koşarak diafondan kapıyı açtı ve yüzünde gülümseme ile kapıda Yavuz'u beklemeye koyuldu.
Bulundukları katın ışığı yanar yanmaz kapıyı açtı ve Yavuz'un sureti gözlerine değdiğinde içindeki o coşkun mutluluk ve heyecanla Yavuz'un boynuna sarıldı.
"Hoşgeldin..."
"Esselamu Aleyküm karıcığımm... Hoş buldum"
Esma Yavuz'un elinde ki poşetleri alarak geri çekildi.
"Ve Aleyküm selam"
Esma poşetleri mutfağa bırakıp Yavuz'un üzerinde ki ceketini ve çantasını alıp vestiere yerleştirdi.
Yavuz sessizce ardından gidip Esma'nın sırtını göğsüne yaslayarak arkadan sarıldı.
Günün yorgunluğunu kaderine ilmek ilmek örülen eşinin saçlarını görerek gidermek için yazmasını yavaşça başından çekti ve toplu saçlarını bir hamlede tokadan kurtararak bukle bukle dökülmesine izin verdi.
"Bakıyorum da Esma hanım beni çok özlemiş..."
Esma gülümseyerek bedeni ve yüzünü Yavuz'a çevirdi.
"Sanki sen özlemedin.."
Dedi dudaklarına konaklayıp gitmeye niyeti olmayan neşeyle.
Yavuz Esma'nın yüzüne düşen saç tutamlarını kulağının arkasına iterek gözlerini suretinde gezdirdi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLET
Espiritual~TAMAMLANDI~ Uzlet dedi adam kadına .Çünkü kadın görünürde kalabalığın bir parçasından ibaretti . Ama ruhu ve içinde ki kara bulutları büyütüp doğuran duygular ile insanlardan uzak ve yalnızdı. Ta ki adam kadının gözlerinde ki hüznü ve içinde yana...