Yazar'dan ;
Hayal iklimlerinden bir kuş kanat açtı mavi göğün güneşli bahçelerine.
Her kanat çırpınışında bulaştı kanatlarına bahar çiçeklerinin kokusu.
Uçtukça , o kokuya bulandıkça tamda şafak vakti iyileşmeye yüz tuttu yaraları.
Adını koyamadığı koca bir sevda oturdu yüreğine sonra Yavuz'un.
Haykırdı adını , üç günlük ömründe ki güzel günlere "Hazen!"diye ve bir Hazen daha çıktı yüreğinden.
Bir umut yeşerdi adının değdiği her yerden.
Sonra " Esma" diye haykırdı tekrar dili.
Bu kez siyaha boyanmış ruhu aydınlandı. Onu terketmemiş olan Rabbi ile tanışmış olmanın şerefine.
Zifiri siyaha boyanmış gökyüzünde tek tek belirdi parlak yıldızlar.
Sonra , O'na secde ederken buldu huzuru.
O'na inandığında , güvendiğinde buldu evini.
O'na iman ettiğinde kalktı yükler omuzundan.
Ve O'na tam bir tevekkül ile bağlandığında aralandı Cennet kapısı , göründü kevser ırmağı.
İçti kana kana yüreğinde taşıdığı Esmaül Hüsnası ile kandı aşk şerbetine.
Topladı gücünü ve derin bir nefes aldı Yavuz.
Kollarını sıvalayarak aldı abdestini.
Soğuk su uzuvlarına her değişinde , attı yalnızlığı boğazından ve bir tebessüm kondu yüzüne.Aynaya baktığında ıslanmış kirpiklerinin altında ki mavi gözlerinin içine içine baktı.
Güldü bir avuç ömrü kalmış gibi.
Güldü , Ona Cennet müjdelenmiş gibi.
Gün onun günüydü...
Esma'sının ellerine , saçlarına , uykularına , sessiz yalnızlığına ortak olup kavuşmaya bir adım kalmıştı.
Son kez gülümsedi ve odasına geçti.
Dolabından siyah takımını ve en az Esma'sı kadar temiz beyaz gömleğini çıkardı.
Titreyen elleriyle vücudunu sıkıca saran gömleğinin düğmelerini ilikleyip aynaya yansıyan suretine bakındı.
Farkettiği ayrıntı ile genişledi heyecan dolu gülüşü.
Gömleğinin düğmelerini yanlış iliklemişti.
'Aklımı bile başımdan aldın be gökyüzü' diyerek çözdü ve bu kez özenle kavuşturdu asıl yuvalarına.
Gene aynı özenle gömleğini pantolonunun içine verip ceketini geçirdi yorgun sırtına.
Sonra hem öğrencilik hem de öğretmenlik hayatı boyunca onu boğup , nefessiz bırakan kıravatına kaydı gözü.
Sanki karşısında canlı biri varmış gibi gülümseyerek 'bugün de sensiz olsun' diyerek telefonunu çıkardı ve ayanda ki yansımasını çekip Gökyüzü'ne gönderdi.
Hemen altına 'Nasıl olmuşum kız?" diye yazmayıda ihmal etmedi.
Esma tam da Nişan için hazırlanmaya koyulmuşken almıştı mesajı.
Gönderdiği resme tıklayıp , her daim gözlerinin önünde beliren yüzü inceledi doyasıya.
Sonra hızla 'Yine muhteşemsin Gökyüzü'm.' yazarak gönderdi.
Sonun da ki kız kelimesini farkettiğinde 'Ama sanki içinde ki dağ ayısı uykusundan uyanmış. Uzun süre olmuştu görmeyeli.' diye yazdı ilk gün ki karşılaşmalarına değinerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLET
Spiritualité~TAMAMLANDI~ Uzlet dedi adam kadına .Çünkü kadın görünürde kalabalığın bir parçasından ibaretti . Ama ruhu ve içinde ki kara bulutları büyütüp doğuran duygular ile insanlardan uzak ve yalnızdı. Ta ki adam kadının gözlerinde ki hüznü ve içinde yana...