BÖLÜM 11"UZLET"

2.8K 232 89
                                        

Yazar'dan;

Acı bedeninden ziyade kalbinde kederle vuku buluyordu Esma'nın

İliklerine kadar hissettiği çaresizlik tokat misali gerçekleri bir bir yüzüne vuruyordu.

Aklından çıkmayan o eski fotoğraftan bildiği o yüz , tüm kolunu kanadını kırıyor ve bir kez daha annesizlikle hırpalanıyordu bedeni.

Boğazından kopan koca bir hıçkırıkla ;

"Sana çok ihtiyacım var anne!"

Diye sayıklayarak yaslandı annesinin mezar taşına.

Sıcaklığını arar gibi ellerini mezar taşında gezdiriyor ama parmakları soğuk bir boşlukla tekrar tekrar derin elzemlere düşürüyordu çökmüş içini.

Bedeni derin ve ağır iç çekişlerle sarsılıyorken doğrularak karşısında ki mezar taşına doğru konuştu göz yaşlarını elinin tersiyle silerek.

"Sen gittin... Babam da yanımda olmazsa ben ne yapacağım anne? Canım yandığında kime sığınacağım? Kim bana imtihan geçecek diyecek?"

Esma'nın acısını anlamış gibi gök yüzü kar tanelerini yavaş yavaş yer yüzüne kusmaya başladığında kaldırdı gökyüzüne başını.

Gözleriyle bir kar tanesine odaklanıp ağır usul annesinin mezarının üzerine düşüşünü izledi.

Bedeni vardığı farkındalıkla titredi.

'Ölüden farksız gibi davranıyorum ama yaşıyorum... Allah'a derin bir imanla bağlı olduğumu sanıyorum ama beni sınadığı için şükretmek yerine sızlanıyorum."

Sirkelenerek üzerinde ki ölü toprağı attı ve ayağa kalktı hızla. Gözlerini kapatarak kar tanelerinin yüzünde ki ve bedeninde ki hüznü yıkamasına izin verdi. Bir yandan da içinden Rahman'dan af için yakarıyordu.

Ruhu bir nebze olsun feraha erdiğinde tenine yapışıp küçük iğneler batıran soğuğa aldırmadan içinden İnşirah Suresini okudu.

İşte şimdi gözlerinde ki hüzün parıltılarına rağmen tamamen arınmış gibi hissetmişti.

Gözlerini buruk bir tebbesümle açarak , kalktığı mezar taşının ucuna tekrar oturdu.

Eliyle çamurlu topraktan bir parça alarak cebinde ki kapıt peçetenin içine sararak cebine attı.

Yüreğinin en içinden gelerek:

"İyi ki geldim yanına annem..."

Diyerek annesinin mezar taşına sarıldı.

O anda içi sanki gerçekten annesine sarılıyormuş hissiyle çalkakanırken tüyleri diken diken olsa da , sağ gözünden firar eden bir damla yaşla minik bir tebessümü misafir etti dudaklarına.

Ayrılmadan önce annesinin isminin yazılı olduğu taşa bir öpücük kondurarak ayağa kalktı.

"Tekrar geleceğim annem... Seni bu sıralar fazla ihmal ettim biliyorum... Ama sen bana alınmazsın değil mi?"

Arkasını dönüp bir kaç adım atacaktı ki geri dönerek;

"Bu arada kayınvalidenin sana selamı var. "

Diyerek gülümsedi ve geldiği yolu takip ederek yüzünde gülümsemeyle çıktı.

Büyük ihtimal şuan onu birisi görse delirdiğini düşünecekti.

Çünkü mezarlıktan gülerek çıkan ancak aklını yitirmiş biri olabilirdi.

Kimsenin ne düşüneceğini umursamayan Esma yüreğinde ki hasreti dindirip , ruhunu , zihnini ve bedenini kılavuz Kur'an-ı Kerim ile doyurmak için hızlandı.

UZLETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin