Yazar'dan;
Ay, geceyi terk etmek için usul usul akıyordu gökyüzü semalarında.
Korkusuzca duruyor ve karanlığa gömülü olan geceye ışık katıyordu.Esma'nın aksine korkmadan parlıyor ve insanı hayran bırakacak kadar güzelce süslüyordu gecenin gerdanını.
Ve yine ilk öğrendiği andan itibaren yutmaya , unutmaya çalıştığı o korku geldi kondu göğüs kafesine Esma'nın .Hemen ardından yine annesi düştü zihninin kuytu köşelerinden ellerine.
Yüreği titrerken bir göz yaşı ağır usul akarak kayboldu teninde. Derken arkası geldi ve göz yaşları sicim gibi uzadıkça uzadı. Durduramadı.
Kolları arasında olduğu Yavuz duymasın diye dudaklarını ıstırarak tuttu hıçkırıklarını. Uyanmasın diye çekmedi titrek ellerini onun ellerinden.
Saniyelerce savaş verdiği hıçkırıklardan biri dudaklarından firar ederek gecenin sessizliğine bulandı.
Daha hıçkırığı kaybolmadan bir yenisi eklendi yüreğinde ki kasvetli hasrete.
"Ben güzel bir anne olabilecek miyim? Onu yetiştirebilecek miyim? En önemlisi annem gibi bir anne olabilecek miyim?"
Esma'nın yüreğini evlat sevgisi söndürürken , anne sevgisi yaktı kavurdu. Ve bir yeni korku daha eklendi korkularına.
"Ya bende evladımı büyütemeden göçersem bu diyardan? "
Derken bir hıçkırık daha firar etti dudaklarından ve bu kez tutamadığı göz yaşları ile sarsıldı bedeni.
Kolları arasında ki sarsıntıyı hisseden Yavuz , sanki hiç uyumamış gibi birden açtı gözlerini.
Şok içinde hıçkırıklarla sarsılan Esma'ya baka kaldı bir süre. Sonrasında kendine gelerek yattığı yerden doğruldu ve Esma'nın yüzüne kapattığı ellerini narince çekerek avuç içlerine hapsetti.
"Esma? Güzelim ne oldu? Neden ağlıyorsun?"
Esma , hiç bir şey demeden Yavuz'un sinesine sokuldu. Dakikalarca orada öylece ağladı.
Yavuz, hamilelik döneminde olan kadınlarda ki duygu değişimlerini az çok bildiğinden hiç bir şey sormadan saçlarını okşadı , göz yaşlarını silerek yanaklarına öpücükler kondurdu.
En sonunda dayanamayarak Esma'nın güzel yüzünü avuçlarının içine alarak karanlıkta parıldayan gözlerine baktı.
"Güzelim..."
Ve o anda Esma ,
"Korkuyorum..."
Dedi fısıltıyı andıran sesi ile.
"Neden korkuyorsun Esma'm?"
Diye sordu Yavuz , Esma'nın başını göğsüne yaslayıp elini daha minicik olan yavrusunun üzerine koyarak.
Esma , elini Yavuz'un karnında ki elinin üzerine koydu.
"Ben... Ben ya bebeğimize annelik yapamazsam? Ya onu bu dünya'nın kötülüklerinden koruyamazsam? Ya..."
Yavuz ,
"Şşşt. Sakin ol güzelim."
Diyerek susturdu eşini. Avuçlarının içini öpüp gözlerini kapattı ve Esma'nın başına başını yasladı.
"Gönlümün ışığı. Sen dünyanın en güzel annesi olacaksın. Sana bahşedilen annelik duygusu ile bizim minik mücizemize en güzel şekilde annelik yapacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLET
Espiritual~TAMAMLANDI~ Uzlet dedi adam kadına .Çünkü kadın görünürde kalabalığın bir parçasından ibaretti . Ama ruhu ve içinde ki kara bulutları büyütüp doğuran duygular ile insanlardan uzak ve yalnızdı. Ta ki adam kadının gözlerinde ki hüznü ve içinde yana...