BÖLÜM 28 "SANDIK"

1.2K 106 49
                                        

Yazar'dan

Esma'nın yıldızlar eşliğinde pırıldayan gözleri Yavuz'un gözlerine değdi.

Kalbi yerinden çıkıp boğazına taşınmışcasına heycanlıyıydı.

"Gözlerin... Ah gözlerin..."

Diye geçirdi içinden Esma.

"Ne? Ne dedin sen? "

Diye fısıldadı Esma boğazına takılıp kalan nefesiyle.

Yavuz , güzel bir gülümseme ile gözlerini kapatıp başını Esma'nın başına yasladı.

"Diyorum ki , sen yanımda olmadan gözlerimi sabahına açtığım her gün ruhum dar sokaklarda... Parçalanmış ellerim gibi hayatım. Varlığının sardığı yaralarım, sen yokken yeni açılmış yaradan farksız. Sen yokken nereye dokunsam kan..."

Yavuz'un sıcak nefesi Esma'nın yüzüne değip içini titretti. Bin bir mana ile bakan gözleri ise adeta sana ihtiyacım var diye parıldıyordu.

"Ben artık baktığım her yerde seni görmek istiyorum Hazen. Sende kaybolup , sonunda kendimi yine sende bulmak istiyorum... Geceleri seni göğsüme yaslayıp saçlarınla oynamak ve senin sinemde uyuşunu izlemek istiyorum..."

Yavuz hala manalı gözlerle Esma'ya bakıyordu. Onun ise gözleri dolmuştu. İlki olan Yavuz'undan bu sözleri duymak , gün gün etlerine ilmek ilmek işlenen sevgisinin her bir köşesine kuşlar misafir oluyordu.

Esma derin bir nefes aldı.

"Bende.. Bende her sabah yüzüme değen nefesinin ferah kokusuyla uyanmak istiyorum. Senin kokunla uyuyup , bir gülüşüne dalıp , utanmadan sıkılmadan sarhoşluğuna dalmak istiyorum."

Dedi ve başını Yavuz'un omzuna yasladı gözlerini kapatarak.

"Ama..."

Dedi fısıldayarak.

"Ama?"

Diye tekrar etti Yavuz.

Esma yavaşça başını kaldırıp gözlerine baktı.

"Ama... Ama içimde bir korku var Yavuz. Babam'a , babannem'e ben gittikten sonra ne olacak korkusu... Bensiz ne yaparlar korkusu var... Sonra bambaşka bir şehire gidecek olma korkusu var... Ve annem..."

Dedi sustu Esma. Bu düşünceler öyle ağır geliyordu ki düşünmemeye çalıştıkça yüreği patlayacakmışcasına acıyordu.

Ayrılık vaktine yaklaştıkları her gün daha da çoğalıyordu bu düşünce denizi. Şimdi eninde sonunda olacak olan ayrılığı pat diye , hazırlıksızca erkene alma ihtimali daha da çok kesmişti nefesini.

Yavuz, dudaklarını Esma'nın anlına yasladı. Saçlarının kokusu burnuna dolduğunda derin bir nefes aldı.

"Ah benim kokusu dünyalara bedel zarif çiçeğim... Acın , acımdır... Senin canını yakan benimde canımı yakar fakat... Eninde sonunda gelmeyecek mi bu başımıza? Ha?"

Dedi zarifçe.

Esma başını salladı olumluca.

"Evet gelecek ama birden böyle daha tam sindirememişken... Ne bileyim işte Yavuz..."

Dedi ve elini yüreğinin üzerine koydu.

"Tamda şuracığıma koca bir yumru çöktü... Ailemden okul dışında uzak kalmadım... Üniversiteyi bile başka şehirde okumadım... Seninle aynı hayalin anahtarını tutuyoruz elimizde..."

Elini bu kez Yavuz'un yüzüne koydu ve o mavi gözlerini özenle koruyan göz kapaklarının üzerine öpücük kondurmak için karıncalanan dudaklarını zapt etti.

UZLETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin