BÖLÜM 1 "ANNEM"

10.8K 450 106
                                    

Zamanla unutursun derlerdi yüreğinde büyüttüğün acıyı.

Geçen her gün , her ay , her yıl acından , yok olana kadar haberin olmadan çalar ve sen farketmezsin derlerdi.

Dile kolay koskoca 20 yıl geçmişti.
Ne acısı dinmiş , ne de her gün akıtmaktan bıkmadığı yaşları..

Hem anne acısı diner miydi hiç?

Hem de son nefesini kendi gözleriyle görmüşken. Annesinin ona son kez gülümseyişi gözlerinin önünden gitmiyorken...

Esma , gözlerinde ki yaşı elinin tersiyle silip annesinin mezar taşına dokundu.

Parmak uçlarını teker teker annesinin isminin harflerinde gezdiridi.

"Fatıma ŞAHİN"

"Ağlayamayacağım diye söz vermiştim değil mi? Tutamadım gene kendimi.. Özür dilerim annecim.."

Derin bir nefes alarak hemen annesinin mezarının yanında ki küçük mezara çevirdi gözlerini.

Yüzünü fotoğraflardan bildiği annesi ve , kardeşinin yarı silik siması geldi gözlerinin önüne.

Annesinin kokusunu en son 20 yıl önce 3 yaşında iken çekmişti ciğerlerine.

O zamanlar ölümden habersiz kardeşi artık doğacağı ve onunla oyun oynayacağı için sevinçten oradan oraya zıplıyor ve etrafına neşe saçıyordu.

Sonra halasının onu kucağına aldığını ve annesinin yanına götürdüğünü anımsıyordu.

Annesine son sarılışı olduğunu bilmeden sarılmış , ter damlacıklarıyla kirlenmiş yüzüne öpücükler kondurmuştu.

Zihnine çiviyle kazınan o son gülüşü işte tam bu anda almıştı annesinden.

Tam bu an ölüm hem annesini hem de kardeşini koparmıştı ondan.

Daha sonra gene halasının apar topar odadan çıkarttığını hatırlıyordu. Ve annesinin beyaz kefene sarıp tabutun içine koydukları ve götürdükleri o anı.

İşte tam o an minik yüreğini bir alev almıştı. Nefesini kesmişti.

Arada ki tabuta rağmen yoldaşının başını son kez omuzuna koyan babasının yanına koşup bacağına sarılmıştı.

"Baba annemi nereye götürüyorsun ?"

Diye sormuştu ağlayarak..

Babasının dayısıyla yer değiştirip , sulu gözlerle onu kucağına almasını beklemişti.

Babası ona sıkıca sarılıp kokusunu içine çekmiş ve hıçkırıkları arasında ,

"Cennete.."

Demişti..

İşte tam o an yüreğinde ki o alev perçinlenmiş ve dinmeyerek , azalmayarak bu yaşına kadar sönmemişti. Geçen her gün bir miktar daha alevlenmişti.

Ölüm'e aklı erince niye aldın onu benden dese de ; babası ona İslam'ı öğretip ölümünde , yaşamın da Allah tan olduğunu anlayınca yaptığı yanlışın farkına varıp bir daha asla Rabbine isyan etmemiş , hatta annesinin yüzünü hatırladığı için binlerce kez şükürler etmişti.

Esma Hazen ,her geldiğinde adet edindiği gibi annesinin kuru toprağından bir parça alıp kavanozun içine attı.

Her gece bu kavanozu yüreğine basıp annesinin ruhuna dualar göndermeden gözüne uyku girmiyordu.

Kavanozu tek eliyle göğsüne yaslayıp diğer elini annesinin toprağına yasladı.

"Annem...Seni ne kadar çok özledim bir bilsen. Beni görüyorsun biliyorum. Belki hissediyorsundur da.. Bir burada biraz diniyor özlemim. Bir burada refaha eriyor yüreğim. Bir burada hissediyor kollarım varlığını..."

UZLETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin