Yazar'dan ;
Ağaçtan sıkılarak intihar eden ve yeşilliğinden sıyrılan yaprakları ayakları ile ezdi Yavuz.
Elleri cebinde , sırtı tepesinde Esma'nın çocukluğunun geçtiği elma ağacına yaslı , bakışları yerdeydi.
Beyninin içinde ise bin bir türlü düşünce ile savaşını kaybetmek üzereydi.
Zihninin içi uçsuz bucaksız bir odaydı. Ve o odanın her bir yanı yıkık dökük evlerden ibaretti.
Hangisinin kapısını çalsa aynı cevap çıkıyordu karşısına.
Koca bir boşluk ve ardında bıraktığı koca bir soru işareti.
Yavuz'un derin ve içli içli nefesler aldığını işiten Esma'nın gözleri ise üzerindeydi.
Dakikalardır onun yapraklara ve kendine eziyet edişini , yüreğinin ceplerine doldurduğu kararsızlıklarla nasıl cebelleştiğini izliyordu.
"Anlatacak mısın?"
Dedi Esma daha fazla sessizliğe dayanamayarak.
Yavuz yavaşça bakışlarını kaldırıp Esma'nın simasında gezdirdi. Boncuk boncuk olan gözlerinde , her daim gülen dudaklarının aldığı düz çizgide ve acı ile kırışmış anlında.
"Neyi?"
Dedi sonra tek nefeste.
Esma , Yavuz'a 'gerçekten mi? ' dercesine baktı. Yavuz'un karşısına geçip elini bir kaç günlük sakallarında gezdirdi.
"Erken dönmene sebep olan , seni böyle kara kara düşündürüp yüzünde ki gülümsemeyi solduran şey her neyse onu."
Dedi yumuşak bir tonda.
Yavuz , Esma'nın sıcacık avuç içine bir öpücük kondurdu. Yanağını yaslayıp gözlerini kapattı. Ruhunu çepeçevre saran depremlerin birazda olsa yerini sarsıntılara bıraktığını hissetti.
Esma , Yavuz'un anlına dökülen saçlarını narince geriye doğru attı.
"Baykuş gibi ayakta mı uyumayı planlıyorsun gün ışığım?"
Dedi Esma şakayla karışık.
Yavuz , yavaşça gözlerini açıp , gülümsedi.
"Hmm demek gün ışığım... Sevdim bunu..."
Esma soldurmadığı gülüşüyle uzun uzadıya Yavuz'un gözlerine baktı.
"Şimdi anlat bakalım gün ışığım. Nedir canını yakan , seni sükût'a iten."
Yavuz derin bir nefes alıp yüzünde ki Esma'nın elini avuçlarının arasına aldı. Üzerine bir öpücük kondurdu. Fakat bu kez dudaklarını daha uzun süre tuttu.
Nereden başlayacağını kestiremediği için biraz düşündü ve başladı içinde ki koca mahalleyi perişan eden o cümleleri.
"Erken dönmek zorunda kaldım. Görmemem gereken yüzlerle muhattap olup, babamla kavga ettim."
Esma , Yavuz'un elini baş parmağı ile okşarken devam etmesini belirtircesine gözlerini kırptı.
"O kadın gelmişti... Hani tüm günahlarıma, aptallığıma , aldanışlarıma sebep olan o kadın... Eve vardığım da o açtı kapıyı."
Esma'nın elleri duydukları ile titremeye başladı. Tebessüme gebe olan dudakları yavaşça düşerken içinde müthiş bir acı hissetti.
Öyle bir acıydı ki canını yakmış nefesini kesmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLET
Espiritual~TAMAMLANDI~ Uzlet dedi adam kadına .Çünkü kadın görünürde kalabalığın bir parçasından ibaretti . Ama ruhu ve içinde ki kara bulutları büyütüp doğuran duygular ile insanlardan uzak ve yalnızdı. Ta ki adam kadının gözlerinde ki hüznü ve içinde yana...