Yazar'dan ;~NİŞAN~
Bazı şeyleri yitirmeden anlamıyordu insan.Daha doğrusu yitirince yerine en güzelini geleceğini , bittiğini sandığı güzel günlerin yerine daha güzellerinin alacağını ; geç kalınmış yalnızlığının bir tebessüm , içten bir gülücük ve iki çift tatlı sözle dineceğini anlamıyor , düşünemiyordu.
Yüzünde hüzünlü bir gülümseme ile karşısında ki zamanın gelip geçişini , gözünde yaşlarla izliyordu.
Yetmemiş gibi rast geldiği tüm insanlardan koca hüzün parçalarını koparıp atıyordu ağzına kadar hüzün dolu heybesine.
Ama artık hepsi geride kalmıştı Esma için. İçinde ki sessizliği bitiren , hüznünü , sevincini beraber taşıyacağı biri vardı hayatında.
O da şuan hemen bir iki santim uzağında , titreyen elleri ile Esma'yı izliyordu.
Parmağında kendininkine benzeyen gümüş , kuş detaylı bir yüzüğe bağlı mor kurdele , çocukluklarında tepesinden inmedikleri salıncak misali aralarında salınıyordu.
İkisinin de içinde o salıncakta sallınırken göğü inletircesine attıkları şuh kahkalar yankılanıyordu.
Elleri , bedenleri ve hatta dudaklarında ki tebessüm dahi mutluluğun verdiği heyecandan titriyordu.
"بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ"
Daha sonra yürekten kopup gelen bir besmele çekildi Esma'nın babasının sesinden.
Eller vurgun olduğu göğe açıldı. En güzel sevene , bu iki genç için dualar edildi.
Kurdeleyi kesme işi ise Esma'nın biricik halasına kalmıştı.
Yaşlı gözleri ile bir eline makası , bir eline kurdeleyi aldı. Önce biricik Esma'sının gözlerini yokladı gözleri. Sonra Yavuz'unkine değdi.
"Sizi bağlayanın bu yüzükler değilde , yüreğinizde ki sevgi olduğunu unutmadan geçirin ömrünüzü."
Gözlerinden birer birer yaşlar dökülürken "hayırlı olsun" diyerek kurdeleyi kesti.
Esma'nın da hali hazırda duran göz yaşları bir bir dökülüp sildi ruhunu da yüzünü de.
Kollarını sıkı sıkı halasının boynuna doladı ve çekti annelere has olan o kokuyu içine.
Her ikiside hıçkırıklarını feda ederken Esma omuzunda hissettiği elin büyüsü ile ayrıldı halasından ve döndü Yavuz'una.
Yavuz , onları izleyen onlarca çift göze aldırmadan sildi tek tek göz yaşlarını. Dudağına kocaman bir gülümseme kondurup tuttu ellerinden.
"Bu ana kadar ağladığın yeter. Bundan sonrası mutluluk içre mutluluk olacak iki gözüm."
Esma , gözlerini elinin tersi ile silip aynı gülümsemeyi gittiği yere kadar kondurdu dudaklarına.
Çünkü artık biliyordu ki düştüğünde kaldıracak , ağladığın da göz yaşlarını silip parmak boğumlarında biriktirecek , yaralı olsa bile kendi yarasını unutup Esma'sına koşacak bir Yavuz vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/194478743-288-k951849.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLET
Spiritual~TAMAMLANDI~ Uzlet dedi adam kadına .Çünkü kadın görünürde kalabalığın bir parçasından ibaretti . Ama ruhu ve içinde ki kara bulutları büyütüp doğuran duygular ile insanlardan uzak ve yalnızdı. Ta ki adam kadının gözlerinde ki hüznü ve içinde yana...