Yazar'dan;
Esma derin bir nefesin eşlik ettiği ince bir sızı ile doldurdu göğüs kafesini.
Bir alevin kıvılcımları yaktı ciğerlerini. Bir acının kesif sancısı döküldü gözlerinden.
"Sayılı gün çabuk geçer " sözünün sükûtu dolandı diline.
Esma derin bir nefes daha alıp oturdu yatağının ayak ucuna.
Ve düşündü. Her şeyin nasıl bu kadar hızlı geliştiğini , günlerin nasıl çabucak geçipte bugüne ,baba evinde ki son gecesine gelmişlerdi hala anlamıyordu.
Daha bir kaç ay önce nişanlanmışken , bir kaç hafta önce bir anda evlilik hazırlıklarının içinde bulmuştu kendini. Çevresinde ki herkes ; babaannesi , Hafsa hanım hatta babası bile zamanının geldiğini söylerek onu bu hengâme'nin ve içinden çıkılmaz bir burukluğa itmişti adeta.
Bir hafta içinde Nihal , Zehra ve Yavuz'un işbirliği sonucu gelinliği ve kınalığı seçilmişti.
Zehra burada ki hazırlıklar bitince hızla Malatya ya dönmüş ve Esma'nın tüm ısrarlarına rağmen Yavuz'la beraber yaşayacakları evlerini Hafsa annesi ile adeta baştan sona değiştirmiş ve her bir adımlarında Esma ve Yavuz'un da düşüncelerini almaktan geri durmamışlardı.
Esma'nın ısrarları bir tek oturma odasının değişmemesi konusunda sonuç vermişti. Onun dışında yatak odaları , mutfakları ve hatta Yavuz'un çalışma odası dahi bu değişime maruz kalmıştı.
Esma'nın düşüne orada biriktirecekleri güzel anların hayali düşünce hafif bir tebessüm ile aydınlandı yüzü.
Daha sonra heyecandan titreyen ellerini kadife kınalığının üzerinde gezdirirken gözlerini yıllarını geçirdiği odasının her bir köşesinde cereyan eden anılara çevirdi.
Yüzlerce kez hıçkırıklarını yutmuştu bu duvarlar. Hüznünü yutmuştu. En büyük sırdaşı , haykırışlarına kulak misafiri olmuştu. Soğukluğu ile üzerini örtmüş , bazen de en büyük derttaşı olmuştu.
Yalnızlığına eşlik etmiş , adeta ruhunun dalgalı denizlerinde çırpınışın da ellerinin arasında sıkı sıkı tuttuğu hayat kurtaran olmuştu.
Esma gözünden akan yaşları hissettiğinde ellerinin tersi ile yavaşça sildi.
Bugün herkesin şuan yanında olması gerekirken , hiç kimsenin yanına saatlerdir gelmeyişi aklına gelince yavaşça yatağından kalktı. O sıra odasının kapısı aralandı.
Nihal önde , Zehra arkada odaya yavaşça girdi.
Esma kollarını göğsünde bağladı ve üzgünlüğünü yüzüne de yansıtarak yatağına gerisin geri tekrar otururken sitemle konuştu.
"Ne zahmet ettinizde geldiniz. Ben kendi başıma bir kaç saat daha ağlamaya devam ederdim."
Dedi ve bakışlarını pencereye , dışarıda akşam ki kına için hazırlık yapan akrabalarına çevirdi.
Nihal yavaşça Esma'nın yanına yanaştı ve yüzünü kendine çevirip gözlerinin içine bakmasını sağladı.
"Tamam. Kabul bir eşşeklik ettik ama buna değecek bir özrümüz var ."
Dedi gülümseyerek.
Esma'nın kaşları merakla çatıldı. Fakat sinirinden ödün vermedi
"Yine de bu odada içimde ki o dayanılmaz acı ile tek başıma mücadele ettim saatlerdir."
Dedi.
O an Zehra ilk kez konuştu.
"Haklısın yengecim. Ama bunu görünce acın bir nebze diner belki."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZLET
Spirituale~TAMAMLANDI~ Uzlet dedi adam kadına .Çünkü kadın görünürde kalabalığın bir parçasından ibaretti . Ama ruhu ve içinde ki kara bulutları büyütüp doğuran duygular ile insanlardan uzak ve yalnızdı. Ta ki adam kadının gözlerinde ki hüznü ve içinde yana...