BÖLÜM 25 "ŞİMDİ KAPANMAKTA ESKİ YARALAR"

1.4K 126 107
                                    

Yazar'dan ;

Bir zamanlar yuva olan evde biriken kalabalıktan doğan boğuk gürültü çalındı kulak zarına. Zaman durdu , kabuk tutmaya yüz tutmuş yaralar tekrar kanadı.

Düştüğün de ağlayarak diz kapaklarında ki sardığı yaralar , tekrar düşmüş olmanın sarsıntısıyla tekrar kanadı.

Nefessizlikten isyan bayranığını çeken ciğerleri için , onun kokusuna karıştığı oksijeni çekerek ömür sermayesinden bir nefesi daha tüketti ve midesinin bulunmasına engel olamadı.

Çekti ;tüm hayal kırıklıkları , acıları , anılarının değdiği ; mavisi kırılıp paramparça olmuş göz bebeklerini.

Tam o anlarda hançerin en sivri , en keskin ucu ile ruhunu deliyordu tüm aldanışları , kanışları.

Oluk oluk kanıyordu yalvarışları.

"Senin... Senin ne işin var burada ha?"

Dedi Yavuz sesinde ki öfkesine engel olamayarak.

"Hangi yüzle adım atarsın evime? Hangi yüzle çıkarsın karşıma?"

Yavuz'un göz kapaklarına aldatılışına şahit olduğu anlar bir bir düşerken içinde bir yerlerin acıdığını hisseti.

Bu acı onu sevdiği için değildi. Bu acı gözünün kör oluşunaydı. Herkesi kendi gibi sanıp güvenişineydi.

Yavuz'un bakışları bir kez olsun karşısında ki kadına değmedi.

Ama öyle garip bir şeydi ki karşısında ki kadının cevap vermek için kıvranışını hissediyordu.

Yavuz derince yutkundu ve parmağında ki yüzüğe değdi parmakları.

O anda tüm o karanlık, pas kokulu anıları silinip Esma'sının gülen yüzü ile aydınlandı içi.

" Mazi derin bir yara olsa da içimde , gelecek günlerim mazimden daha aydınlık."

Dedi kendi kendine. Tek bir laf daha etmeden arkasını dönüp bir kaç adım atmıştı ki kardeşinin bariz tiksinti dolu sesi doldu kulaklarına.

"Sen niye açtın kapıyı? Gelen kimmiş?"

Zehra arkasını dönmüş giden abisini gördüğünde bakışları gram sevmediği kadın ile abisi arasında gitti geldi.

En sonunda abisinin hasreti daha çok ağır bastığında, ayaklarında ki ev terliklerine aldırmadan koşarak abisinin sırtına atladı.

"Abimmm! Hoş geldin."

Zehra'nın ağırlığı ile sendeleyen Yavuz son anda merdiven demirlerine tutunarak dengesini sağladı.

"Yavaş be kızım!"

Zehra , abisini duymuyor , bir kaç ayın hasretini kah ona sarılarak , kah yanağına öpücük kondurarak gideriyordu.

Zehra , tarafından boğulan Yavuz en sonunda dayanamayarak eli ile Zehra'nın başını iterek uzaklaştırdı.

"Zehra yeter. Allah aşkına."

Zehra en sonunda sakinlediğinde gözünün yanı ile hala kapıda dikilmekte olan kadına baktı.

Daha sonra abisinin koluna girerek ;

"Hadi bahçeye inelim. Sana göstermem gereken bir şey var."

Dedi aynı zaman da da kaş göz işareti yaparak.

Yavuz ise bir saniye daha o kadınla aynı yerde olmaya katlanamayacağı için kardeşine uydu.

Zehra ,

UZLETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin