Yemek faslı herkesin birbirine bakışmasıyla bitmişti. Tae artık gerçek amacı için konuşabilirdi.
"Şimdi evinizi dolaşmalıyım."
Seokjin'in eniştesi endişeliydi. Ya Seokjin'in odasını görmek isterse. O zaman kesin hayatı kaydıraktan patenle kayardı. Ama saçma olan şey neden patronun evi kontrol etmek istemesiydi. Mesela Seokjin'in adını söylememişti. O nerden biliyordu. Gerçi araştırmıştır ama neden araştırsınki ne gereği var? Daha önemlisi yeni patronları neden buraya geldiklerinden beri Seokjin'e bakıyordu. Pardon bakmak az kalır sürekli gözleriyle uyun uzun süzüyordu.
"Eviniz genel anlamda iyi. Aldığınız maaşı verimli kullanmışsınız demek istiyorum ama önce son olarak şu odaya bakmalıyım."
Seokjin panik olmuştu. Eğer Bay Taehyung, kendi odasına girerse bu gece mahfolabilirdi. Ama odaya girmesine gerek yoktu yüzü şuan yeterince öfkeli duruyordu. Sanki odanın ne halde olduğunu önceden görmüşte kendisini tutuyormuş gibi.
"Eee şey efendim. Odam pek düzgün değil de bu yüzden bu odaya girmeseniz?!"
Tae Seokjin'in ne kadar düzenli ve temiz olduğunu biliyordu. Hem hakkında araştırma yaptığı için hem de geçen gün bizzat odasını gördüğü için.
"Sorun değil Seokjin. Sadece bakıp çıkacağım."
"Bakın gerçekten olm-"
"Taehyung bey bakın! Bazı odalar özele girer. Özele girerseniz özel hayata ihlalden suç işlemiş olursunuz. Bu yüzd-"
"Kimsin!"
"Efendim!?"
"Kimsin diyorum! Benim kim olduğumu unutacak kadar aptal olduğunu sorguluyorum da. Ben Kim Taehyung'um namı diğer..."
Taehyung, adamın boynundan tutup kendisine çekerek.
"Yeraltının korkulan krallarından!"
Adamın yüzü bembeyaz olmuştu. Bu adamın katil olduğuna yemin edebilirdi ama kanıtlayamazdı.
"Siz n-nasıl isters-seniz ö-öyle yapın e-efendim!"
Seokjin şok olmuştu. Bay Taehyung ne demişti ki eniştesi korkudan hayalete dönmüştü.
Tae odanın kapısını açıp içeriyi inceliyormuş gibi yaptı. Şahsen odayı bir kere daha incelerse o adama gözünü kırpmadan silahı doğrultup hiç düşünmeden beynine sıkardı. Tae ne söyleyeceğini düşünüyordu. Sonra gözleri tekrar o yatağa, o dolaba, o ayakta zor duran çalışma masasına baktı. Sonra birden acı bir şekilde gülümsedi. O adama yapacağı şeyleri şeytan duysa "YaPmA gÜnAhTıR hYuNg" derdi. Tae daha fazla dayanamayıp koşar adımlarla evden çıkıp arabasına bindi. Arkasında soru işaretleriyle bıraktığı insan topluluğunu umursamadan...
"Beni dinle Jungkook!"
"Hyung iyi misin!? Sesin biraz fazla agresif?"
"Boşver şimdi beni. Plan basit. İkinci planı uygula."
"Emin misin hyung? Sonuçta bu işten zarar görecek olan diğer kişi de-"
"Sana sorgulama hakkı düşmüyor Jungkook! Sadece işini yap!"
Jungkook derin bir iç çekip,
"Peki hyung."
Tae telefonu kapatmıştı. Bu durum canını iyice sıkmaya başlıyordu. Jin'i kaçırsa da kaçırmasa da her şekilde canı yanacaktı. Ama en azından Jin'i kaçırmak için kendine sebep oluşturabilirdi. Böylece Jin'in gözünde biraz daha az kötü olacaktı. Yani Taehyung öyle umuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*
Ficção Adolescente[Tamamlandı] İşte o an anlamıştı genç çocuk hiçbir kaçış yolu yoktu ondan başka. Genç adam, minik esirinin kulağına fısıldadı "Sen sadece benim esirimsin küçüğüm, sadece bana aitsin... " "Lütfen bırak beni yalvarırım!" "Üzgünüm miniğim ama artık...