Seokjin sabah uyandığında Taehyung'u yanında göremedi. İşe gittiğini düşünürken birden banyonun kapısı açıldı. Demek ki duş alıyordu.
Taehyung belinde havlu ile saçları ve bedeni ıslak bir şekilde dolabın önüne geçti. Saçlarını baş havlusu ile kurulamaya başladı.
"Neden?"
Seokjin daldığı yerden irkilerek çıktı.
"Anlamadım?"
"İyi değilsin. Neden diye soruyorum. Söyle bana ne oldu? Yoksa yine birisi canını mı sıkıyor?"
Seokjin yüzünü yatağın çarşaflarına düşürdü.
"Bu evi istemiyorum..."
Taehyung gömleğinin düğmelerini iliklerken yüzünü Jin'e döndü.
"Sorun değil. Başka bir eve taşınırız."
"Teşekkür ederim."
Taehyung bir şey demeden sadece başını salladı.
"Devam et."
"Hah?"
"Bitirmedin. Bir şeyler daha var. Onları da söyle."
Seokjin şaşırmıştı. Taehyung daha en başından beri bu kadar iyi anlıyor muydu yoksa Jin yeni mi fark ediyordu?
Sanırım Jin yeni yeni fark diyordu.
"Şey... Namjoon hy-"
"Namjoon hyungun hiçbir şey yapamaz. Seni öylece alamaz. Sana zarar veremez."
Jin'in gözleri dolmuştu.
"O zaten bana asla zarar vermez. Sadece... Onu üzdüm. Kırıldı bana."
Jin gözyaşlarını daha fazla tutamayıp ağlamaya başladı. Ellerini yüzüne kapattı. Ailesini kaybetmiş küçük bir çocuk gibiydi. Taehyung derin bir iç çekerek ağlayan bebeğinin yanına gitti.
Bebeğini koltuk altlarından tutup kucağına aldı. Gerçekten çok güçlüydü. Ister maddi ister manevi. Fiziksel gücünü saymıyoruz bile. Babası onu gerçekten kusursuz bir hale getirmişti. Tek sorun çocuğundan merhamet, sevgi, sevinç, empati ve birçok hislerini elinden almıştı.
Bizi insan yapan şey duygularımızdı. Ama Taehyung'un hissedebildiği tek duygu öfke olmuştu şimdiye kadar. Tâki Jin'e aşık olana kadar. Jin'e aşık olduğunda ilk defa hüzün, acı, özlem, kıskançlık ve en önemlisi sevgi hissetmiști. Ama bu hisleri bilmediği için her bir duyguyu o kadar fazla yaşadı ki... Her şeyin fazlası bir zamandan sonra zarar verir.
Belki bu yüzden aşk saçmalıktan başka bir şey değil. Aşk sevginin fazlalık ve boyut değiştirmiş halidir. Ve bir nevi fazlalık duygular demektir. Bu da bir zamandan sonra sadece acı vermeye başlar.
Taehyung kendi içinde çok mücadele etti. Seokjin'in Bundan haberi yoktu. Taehyung kendini aslında çok fazla tuttu. Bu hayatta en çok Jin'in canını yaktı. Ama en çok da Jin için uğraştı. Sadece onun için kendini değiştirmeyi denedi. Asla... Kimse için kendini değiştirmecek olan, kibirli ve tam bir şeytan olan Taehyung... Jin için aslında çok şey feda etti. Ama kimse bilmiyor.
Çünkü herkes sadece bu hikayenin ana karakteri olan Jin'in gözünden görüyor etrafı.
Taehyung yalan söylemeyecekti. Bazen Jin'i bilerek anlamak istemedi. Sadece canını yakmak istedi. Bu da Taehyung'un ruhsal bozukluğundan dolayıydı. Onun canını yakmaktan zevk aldı. Ama sonradan sürekli pişman da oldu. Yine de kendini tutamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*
Teen Fiction[Tamamlandı] İşte o an anlamıştı genç çocuk hiçbir kaçış yolu yoktu ondan başka. Genç adam, minik esirinin kulağına fısıldadı "Sen sadece benim esirimsin küçüğüm, sadece bana aitsin... " "Lütfen bırak beni yalvarırım!" "Üzgünüm miniğim ama artık...