TAEHYUNG'TAN
Şirkette kalan dosyalarla ilgilenirken birden karnımda küçük bir sancı hissettim. Bir süre kesilmeyince ağrı kesici almak için masamın alt çekmecesine uzandığımda telefonun çalmasıda bir oldu. Doğrulup telefona uzandığında Jungkook'un aradığını fark ederek telefonu hızlıca açtı.
"Hyung! Koş yetiş! Jin hyungu dövüyorlar!"
Taehyung telefonda duyduklarıyla 62 katlı binadan nasıl indiğini anlayamadı. Hızla arabaya binip son hız sürmeye başladı. Taehyung arabada hızlıca giderken çok fazla canının yanmamasını umuyordu. Taehyung gözlerinin hafif sulandığı hissettiğinde daha da hızlandı. Okulun bahçesine geldiğinde gördüklerine inanamadı. Hızla kalabalığa ilerleyip bir çocuğun söylediği sözleri dinledi. Miniğinin yüzünü hafif gördüğünde kendini daha fazla tutamayıp herkesin için yüksek sesle bağırdı.
"EĞER! ... Durmazsan! ... SENİN BELANI BURADA Sİ*ERİM!"
Herkesin dikkati bir anda Taehyung'a yöneldiğinde hepsi donmuş şekilde kendisine bakıyordu. Taehyung'un yüzündeki öfkeyi görenler korkuyla kenara çekiliyordu. Taehyung zemine öyle sert basarak ilerliyordu ki onu görenler bir kere daha korktu.
Hızla önü açılırken asla görmek istemeyeceği bir görüntüyle karşılaştı. Sevdiği minik adam şuan kanlar içinde karşısında tutuluyordu. Onu geren çocuklar hem Jin'i hem de Jimin'i yere bıraktılar. Jimin'de hiçbir şey yoktu. Ancak Jin...
Taehyung zar zor yutkundu. Ona baktıkça gözlerinin daha çok dolduğunu hissetti. Yavaşça miniğine ilerlerken onun yerde kan kustuğunu fark etti. Yüzü gözü kan içinde kalmıştı. Miniğinin tam önünde dimdik durduğunda miniği hafif başını kaldırarak gözlerini kendisine kilitlemeye çalışıp zar zor açarak konuşmaya çalıştı.
"T-Taehyung... B-ben... Çok... Üzgünüm... B-ben..."
Taehyung diz çöküp hızlıca miniğine sarıldı. Kendisine kan deymesi umrunda değildi. Miniği hıçkırarak ağlamaya başladı. Kanlı göz yaşları Taehyung'un ceketine akarken öğrenciler onları izliyorlardı. Herkes şok olmuştu. Taehyung'un okula gelmesi ayrı şaşkınlık oluştururken birde bir öğrenciye böyle bir muamele yapması herkes için şok etkisi oluşturmuştu. Hızlıca miniğini kucağına alırken bunu miniğine yapan çocuğa dişlerini ve yüz kaslarını sıkarak kaşlarını çatmış bir şekilde gözlerinden ateş püskürtürcesine baktı. Taehyung hızla önüne dönüp arabaya doğru yol alırken miniğine zarar veren velet onunla konuşmaya başladı.
"Bence bırakın onu efendim. Zaten çelimsiz, zavallının teki. Ayrıca varlığı sadece dünya kirliliğine neden olan fakir bir veleti neden bu kadar önemsiyorsunuz!?"
"Kimlerdensin?"
"Efendim?"
"Kimlerdensin!?"
"eee Jung ailesindenim hani şu geçen ay anlaşma yaptığınız ortaklarınızdan."
"Güzel. Şimdi eve gidiyorsun ve babana, sana vereceğim eşyayı babana verdikten sonra Kim Taehyung'un sana selamı var diyorsun. Anladın mı."
Taehyung, çocuğa kan kırmızısı renginde sapı olan bir hançer uzattı. Sonra da ortamı terk etti. Genç çocuk, Taehyung'un neden böyle bir hançer verdiğini anlamamıştı. Taehyung kucağında miniği ile bahçeden çıkıp arabaya doğru ilerlerken arkasından Jimin koşarak gelmişti.
"İzin verin bende geleyim efendim! Lütfen onu çok merak ediyorum!"
"Jungkook! Sen Jimin'i al. Ben kendi arabamla gideceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*
Novela Juvenil[Tamamlandı] İşte o an anlamıştı genç çocuk hiçbir kaçış yolu yoktu ondan başka. Genç adam, minik esirinin kulağına fısıldadı "Sen sadece benim esirimsin küçüğüm, sadece bana aitsin... " "Lütfen bırak beni yalvarırım!" "Üzgünüm miniğim ama artık...