Taehyung erkenden kalkıp işe gitmek için hazırlandı. Bugün biraz fazla yoğun olacaktı. Miniğinin saçına minik bir öpücük bıraktıktan sonra hızla evden ayrıldı.
"Jungkook araba hazır mı?"
"Evet hyung. Ancak bir sorun var biliyorsun değil mi?"
"Hangisinden bahsediyorsun?"
"Min ailesi, senin ve Jin hyungun arasındaki bağı gördü. Bu sorun çıkarmaz mı?"
"Hayır. Zaten şuan aramızda ne tür bir bağ olduğunu çözmeye çalışıyorlardır. Beni derinden yaralayıp, kullanmak için bir yol arıyorlar. Sen tedbir açısından evin korumasını arttır. Jin kesinlikle evden dışarı çıkmayacak. Evin içine de gizli korumalar yerleştir. Jimin'de çıkmayacak ona göre."
"Peki hyung."
"Ben şimdi şirkete geçiyorum. Sen de sana konum attığım yerlere küçük selamlarımı ilet(!)"
"Kırmızı saplılardan mı hyung?"
"Hayır. Nedense pek uğraşmak istemiyorum. Siyah saplılardan olsun."
Taehyung hızlıca arabaya binip şirkete doğru yol aldı. O sırada tekrar telefonu çaldı.
"Alo efendim."
"Söyle."
"Bu herifi günlerdir burda tutuyoruz. Ne yapalım?"
"Bugün geleceğim oraya. Daha dövmeyin o oruspu veledi için başka planlarım var."
"Emredersiniz."
Taehyung telefonu kapatıp yola devam etti.
SEOKJİN'DEN
Uyandığımda Taehyung'u yanımda bulamamıştım. Anlaşılan bugün yoğun bir günündeydi. Çünkü önemli işleri olmasa bu kadar erken gitmezdi. Normal zamanlarda ise saat 9-10 arası giderdi. Nasıl olsa patron oydu. Emrinde de bir sürü adam çalıştırıyordu. İstese hiç gitmeye de bilirdi.
Jin yataktan kalkmaya çalıştığında kalçasında hissettiği acıyla geri yatağına oturmak zorunda kalmıştı. Kalçası gerçekten çok ağrıyordu. O sırada çekmecenin üzerinde bir bardak su, ağrı kesici ve bir krem buldu. Jin hızlıca ilacı içip masadaki notu eline aldı.
"Günaydın miniğim. Öncelikle erken çıkmak zorunda kaldım çünkü önemli işlerim çıktı. Jimin de dahil sakın evden çıkmayın! Geldiğimde daha ayrıntılı konuşuruz. Şimdilik evde kalın. Bu arada krem ağrıyan yerine iyi gelecek. Onu kullan. Kahvaltı ettiğinden emin ol ve sakın Jimin'in verdiği olmayan akıllara uyma! Seni seviyorum..."
Jin hafif kıkırdadı. Bu konuda haklıydı. Jimin'in olmayan aklına uyulmamalıydı. Jin kremi her ne kadar canı yansada sürmeyi tamamlamıştı. Hareket etmesi biraz kolaylaştığında yavaşça mutfağa doğru yol aldı. Aşçı kahvaltıyı hazırlayıp çıkmıştı.
"Jimin!"
Ses gelmeyince Jin bir kere daha seslendi.
"Jimin!"
"Ne var ne çağırıyorsun?"
"Hadi aşağı gel de kahvaltı edelim."
"İyi geliyorum."
Jimin hızlıca masaya geldiğinde Jin tam sandalyeye oturacakken ani hareketten dolayı inledi. Jimin tuhaf tuhaf Jin'e bakmaya başlayınca Jin masum masum gülümsemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*
Novela Juvenil[Tamamlandı] İşte o an anlamıştı genç çocuk hiçbir kaçış yolu yoktu ondan başka. Genç adam, minik esirinin kulağına fısıldadı "Sen sadece benim esirimsin küçüğüm, sadece bana aitsin... " "Lütfen bırak beni yalvarırım!" "Üzgünüm miniğim ama artık...