Bu bölümden sonra Taehyung'u, bu hikayenin kaos hükümdarı ilan ediyorum! O bu lakabı çoktan hak etmişti zaten. Yeni kaos King hayırlı olsun! 🥳 (medya)
__________________________Jin sabah uyandığında kendini çok yorgun hissediyordu. Bedeninde inanılmaz bir ağrı ve yorgunluk vardı.
Yavaşça yatağından kalktığında kalçasında hissettiği yoğun sızıyla tüm hareketini anında kesti. Bu acı tanıdıktı. Ancak... Hatırlamıyordu. Neden kalçası sızlıyor ve çok yorgun hissediyordu?
Dün gece hatırladığı çok az şeyler vardı. Mesela içtiğini ve Yoongi'nin gittiğini hatırlıyordu. Ancak sonralarını hatırlayamıyordu. Birden odasına Jimin girdi.
Jin anlık şaşırdı. Burası kendi eviydi değil mi!?
"Günaydın Jin. Nasılsın bugün?"
"Ben kendi evimdeyim değil mi?"
"Evet. Dün gece fazla içmişsin. Ben de seni bardan aldım."
"Sen nerden biliyordun?"
"Eee Namjoon hyung istedi. Malum Yoongi gitmiş ya yanından. Başına bir şey gelmesin diye seni ben aldım."
"Ancak benim kemiklerim çok acıyor. Ayrıca kalçamda da büyük bir sızı var. Dün gece ne oldu?"
Jimin yutkundu. Şimdi nasıl bir şey söyleyecekti. Bıkmıştı bu taejin ikilisinin kıçlarını toplamaktan. Dün gece en güzel uykusunun tam ortasında Taehyung gelmiş ve ilk defa Jimin'e yalvarmıştı.
Taehyung Jimin'den, Jin'e bir şeyler uydurmasını rica etmişti. Jimin ise bu işi fırsata çevirmek istemiş ve Jungkook için beş günlük izin almıştı. Böylece iki sevgili beraber vakit geçireceklerdi. Karşılığında ise Taehyung'un kıçını kurtarıyordu sonuçta.
"Jin, sen dün gece merdivenlerden çok kötü düştün. Bu yüzden kemiklerin ağrıyor. Tam anlamıyla kalçanın üzerine de düştüğünü varsayarsak bence cevap belli."
Jin Jimin'in üzerine bir şey demedi. Ama inandırıcı bir neden gibi de gelmemişti. Çünkü bu kalçasındaki sizi çok tanıdıktı. Düşerek olmayacak kadar bilinçli bir acı gibiydi.
"Peki. Ben şimdi işe gideceğim. Sen ne yapacaksın Jimin?"
"Ben Jungkookla beş günlük tatile çıkıyorum. Beş gün boyunca olmayacağım. Bu yüzden mümkünse çok dikkatli ol."
Jin gülümseyerek bakmıştı tek dostuna. Tatile gitmesi iyi olurdu onun için.
"Senin adına çok sevindim. Umarım Jungkookla güzel zamanlar geçirirsin."
"Teşekkürler Jinnie."
Jimin sıkıca arkadaşına sarılıp geri çekildi. O sırada telefonu çaldı.
"Efendim Jungkook?"
"Ben kapıdayım. Valizlerini de aldım. Hadi gel."
Jimin hızla kapıya yöneldi. O sırada son kez bir şey demek için Jin'e baktı.
"Lütfen ben yokken başını belaya sokma!"
Jimin hızla odadan çıktı. Jin ise Jimin'in endişeli cümlesinden sonra arkasından gülümsedi. Gerçekten insanlara sadece sorun mu oluyordu?
Çok fazla düşünmeden yerinden kalkıp hazırlanmaya başladı.
***
Şuan toplantıdalardı ve sunumu Jin yapıyordu. Daha doğrusu yapmaya çalışıyordu. Çünkü kalçası öyle acıyordu ki! Yine de kimseye belli etmemeye çalışıyordu. Tam odaklanmaya çalışıyor ama bu sefer de tek bir kişi dikkatini dağıtıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*
Novela Juvenil[Tamamlandı] İşte o an anlamıştı genç çocuk hiçbir kaçış yolu yoktu ondan başka. Genç adam, minik esirinin kulağına fısıldadı "Sen sadece benim esirimsin küçüğüm, sadece bana aitsin... " "Lütfen bırak beni yalvarırım!" "Üzgünüm miniğim ama artık...