Bir Şans

2.9K 157 111
                                    

Medyada gördüğünüz resimle size yazdığım 1160 kelimelik bölümü anlatabilirim ;) söyle düşünün Tae'nin elindeki şey şans için teklif ve bunu Jin'in eline uzatıyor Jin'de artık kabul ediyor. Güzel bir bakışma ardından unutulan Yoongi'de okuyucu ve izleyici kitlesi olan bizleriz...   ;)

__________________________

Jin ageplay in ikinci gününü bitirmişti. Şimdi ise Taehyungla uyuyacaktı. Jin yarın nasıl rol yapması gerektiğini düşünürken sadece doğaçlama yapmaya karar verdi. En mantıklısı rolü olduğu gibi yaşamaktı.

Taehyung yanına geldiğinde tek boynuzlu at pijamasını getirmişti. Taehyung pijamayı miniğine giydirip mamasını uzattı. Miniği iyice bu mamayla yatıp kalkmaya alışmıştı. Belki ageplay bittikten sonra da mama yemek isterdi miniği. Taehyung yatağa uzandığında aklına miniğinin yarın sabahı değerlendirmek isteyeceği geldi. Yarın sabah mutlaka kaçmak isteyecekti. Taehyung hafifçe gülümsedi. İçinden şöyle devam etti. "yarın seni güzel bir sürpriz bekliyor miniğim!"

Taehyung tam uyumak için diğer tarafına dönecekken birden miniğinin sol göğsüne başını koymasıyla durdu. Seokjin hem Taehyung'un kalp atışını dinliyor hem de mamasını emmeye devam ediyordu. Seokjin uyumaya doğru yol alırken kollarını Taehyung'a doladı. Taehyung o sırada dünyada bile değildi. Miniğini koklamakla meşguldü. Jin uykuya dalmadan önce Taehyung'un duyabileceği bir şekilde mırıldandı.

"Kalp atışların çok güzel..."

Taehyung duyduğu cümleyle miniğinin yüzüne bakmaya çalıştığında miniğinin gözleri kapalı bir şekilde hafif tebessüm ettiğini fark ettiğinde kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Taehyung şu anda miniğine çok inanmak istiyordu. Miniğinin kendisine bir şeyler hissettiğine karşı umutlar beslemek istiyordu. Çünkü artık çok yorulmuştu. Onun ilgisine çok ihtiyacı vardı. Miniği mirildanmaya devam etti.

"Bu cümleyi içimden geldiği için söyledim. Şuan seni incitmek gibi bir niyetim yok merak etme..."

Taehyung hafif gülümsemişti. Bu cümle onun hiç değilse biraz umutlanmasına neden olmuştu. Ama yarın sabaha kadar emin olamazdı. Yarın sabah ne olacağını çok merak ediyordu Taehyung. Böylece ikiside derin bir uykuya daldılar...

Taehyung sabah uyandığında miniğini yatakta görememişti. O an korktuğu şeyin olmamasını dileyerek önce lavaboyu kontrol etti. Orada yoktu. Belki mutfaktadır diye mutfağa koştu. Ancak mutfakta da değildi. O an Tae geriye doğru sendeledi. Ne yani miniği duygularıyla mı oynamıştı!? Evin her yerini aradığı halde onu bulamamıştı.

Taehyung yüzünden adeta ateş püskürtüyordu! O kadar öfkeliydi ki! Tam arabaların hazırlanmasını söylemek için merdivenlerden aşağı inerken dış kapıdan üstünü kar kaplamış montun içinde bir Seokjin görmeyi beklemiyordu. Taehyung o an ateş olan butun öfkesinin bir anda su olup sakince aktığını hissetti.

"Seokjin! Seni bir saattir evde aradım! Nerdeydin!?"

"B-Ben üzgünüm. Sadece erken uyanmıştım. Senin uyuduğunu görünce rahatsız etmek istemedim. Biraz bahçede karla oynadım bu sürede zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. B-ben üzgünüm..."

Seokjin'in gözleri dolmuştu. Taehyung biraz fazla sert çıkışmıştı. Tae bunu fark ettiği an ne büyük bir aptallık ettiğini anladı. Hızlıca miniğinin yanına giderek ona sıkıca sarıldı. Miniği başını boynuna koyup göz yaşlarını akıtmıştı. Taehyung burnunu Seokjin'in boynuna yaklaştırır kokusunu derince içine çekerken konuşmaya başladı.

"Üzgünüm miniğim! Bir anlık beni terk ettin sandım. Çok k-korktum!"

Jin şok olmuştu. İlk defa Taehyung'un sesinin titrediğini ve kekelediğine şahit olmuştu. Kekelediği kelime ise *korkmak* fiiliydi. Acaba onun tek korkusu ve zaafı kendisi olduğu için mi böyle sesler çıkarmıştı. Bilmiyordu...

SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin