Jin masada oturmuş tek başına kahvaltı yapıyordu. Taehyung erkenden işe gitmişti. Hafta sonu olduğu için Jimin de tatilini Jungkookla dışarıda geçiriyordu. Anlayacağınız Jin yine tekti.
Belki de şirkete küçük bir ziyarette bulunurdu. Çünkü lavaboda ağlarken ona destek çıkan adamı çok merak ediyordu. Belki yine görüşürdü. Ancak Taehyung çok zorluk çıkarıyordu ve Jin hala Yoongi'nin sözlerine açıklık getirememişti. Sanırım bunun peşine bizzat düşmeliydi.
Jin ayağa kalkıp odasına hazırlanmaya gitti. Üzerine beyaz kısa t-shirt, siyah ceket ve siyah pantolon giydi. Büyük ihtimal Taehyung onu böyle gördüğünde artık hayatta olmayacaktı. Ama bence Taehyung'u biraz çıldırtmak hiç fena olmazdı. Jin hızlıca bahçeye çıkıp bir korumaya çağırdı.
"Beni Şirkete götürün."
Adam önce uzun bir süre üzerimi süzdü.
"Bu kıyafetlerle gitmek istediğinize emin misiniz efendim?,
"Evet. Neden soruyorsun?"
"Çünkü burada tam 5 yıldır çalışıyorum. Kim Taehyung-shii'yi biraz tanıdıysam bu tarzınıza kızabilir. Yanlış anlamayın incinmenizi istemiyorum."
"Merak etme hiçbir şey olmayacak."
Bu söylediklerine Jin bile inanmıyordu. Ancak umrunda değildi. İstediğini yapacaktı. Kurallar umrunda değildi. Arabaya binip hızlıca şirkete doğru yol aldılar.
TAEHYUNG'TAN
"Beni ilgilendirmiyor. Biran önce bana o anahtarları bulacaksın!"
"Ne saçmalıyorsun sen!? Bunu 3 günde bulmam imkansız!"
"O zaman kardeşini göremeyeceksin. Bu beni hiç ilgilendirmiyor."
"Biraz insaflı olamaz mısın?"
"Bence sana yeterince iyilik yaptım. Şuan da hala ait olduğun eski Kim ailesinin ayakta durabilmesi bile benim sayemde."
Yabancı adam yüzünü buruşturdu.
"Gerçekten de iğrenç herifin tekisin!"
"Peki bu kimin umrunda?"
"Bana kardeşimi geri ver!"
"Bunu onu daha küçüklüğünde bırakan ebeveynlerine niye sormuyorsun? Aow pardon baban zaten benim tarafımdan öldürülmüş, annen ise ağır hastalıklarla mücadele ediyordu öyle değil mi?"
Yabancı adamın bir gözünden yaş geldi.
"Aaah cidden! Kardeşin sana çok benziyor. Ama tek fark onun göz yaşları gökyüzünden inen yağmur kadar saf ve masumken, senin gözyaşların sadece çamur. Şimdi siktir olup gidebilirsin. Bana o anahtarları bul."
Yabancı adam hızlıca odayı terk ederken son sözü şu olmuştu.
"Bu yaptıklarının bedeli çok ağır olacak biliyorsun değil mi?"
Taehyung cevap olarak sadece şeytani gülüşünü sundu.
"Bir şeytana nasıl bir bedel ödetebilirsinki!?"
"Sevdiğin kişi, tüm gerçeklerin farkına vardığında anlarsın! O zaman da ben böyle güleceğim!"
"Her zaman bekliyor olacağım."
Yabancı adam odadan çıktıktan sonra kapıdan Jin girdi. Jin kaşlarını çatmış bir şekilde önce arkasındaki uzaklaşan yabancıya sonra Taehyung'a baktı. İçeriye girip kapıyı kapattıktan sonra Taehyung'a yaklaşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST MAFYANIN ESİRİ *TAEJİN*
Novela Juvenil[Tamamlandı] İşte o an anlamıştı genç çocuk hiçbir kaçış yolu yoktu ondan başka. Genç adam, minik esirinin kulağına fısıldadı "Sen sadece benim esirimsin küçüğüm, sadece bana aitsin... " "Lütfen bırak beni yalvarırım!" "Üzgünüm miniğim ama artık...