Bölüm başını medyadaki şarkıyla okuyabilirsiniz.
Sallanarak yürürken kumlar çoraplarımın üstüne yapışıyordu. Sırıtarak anahtarı elimde salladım. ''Mahaallllede takılırrrdımmm dokuuuzaaa kadarrr ouuoo.''
''Turgut oğlum emin misin?'' Bir gülüş atarken sarhoş adımlarımla sahil kenarında yürüyerek yolumu bulmaya çalıştım. ''Heerrr şeyiii götürürdüm sakızaaa kaadaaar, valabalaplap.''
''Bunun kafa harbi uçmuş, Aziz'i mi arasak?''
'' Kafamdan başka yüküm yookkk, yookkktuuu...'' Aklıma Alia geldi. Hüzünlenerek ve sırıtarak devam ettim. ''Kızaa kadaarr, bu kıza kadar, bu kıza kadaarrr laba lab lap lap laaaapss.''
'' Sırtımda hırkamla yaza kadar oouuu.'' Yalpalayarak yere düştüğümde dalga üstüme doğru geldi ve paçalarım ıslandı. ''Yok oğlum ara Aziz'i bu delirmiş iyice.''
''Aziz girsin götünüze bee...'' Huysuzca söylenmemle tepedeki aya baktım. Kaç gün olmuştu yahu? Bir, iki? Belki de üç...
Evden çıktım çıkalı takılıp duruyordum oradan oraya. Neydi derdim? Çoktu derdim ulan..
Sahil yolundan geçerken oturup demlenen mahalle kekolarına denk gelmemle durup fondip fondip yutmuştuk zehirleri, peki ya içmiştik de ne olmuştu anasını satayım?
''Bennn böyleee birr adam mıyydııım, mıııyyyddımmmm?''
''Alo Aziz , seninki dağıttı yine. Gelip alsana bunu.'' Bir kaç saniye bir sessizlik geçti. Onlara döndüğümde hepsi kumlara oturmuş önündeki şişelere bakıyorlardı. Ömer telefonu omzuyla kulağı arasına sıkıştırmış karşı tarafı dinlerken kaşlarını çatıp bana baktı. Eh yakalanmıştık.
''Sobe.'' dedim sırıtırken. Ömer kaşlarını çatıp yere bakmaya başladı. ''Anladım. Ben tutarım siz gelene kadar.'' Gülerek kafamı tekrar gökyüzüne çevirdim ve kafamı iki yana salladım. '' Ben istemesem, nahhh tutarsınızzzz.'' Homurdanma sesleri gelirken yanıma yaklaşan adım sesleriyle derin bir iç çekip doğruldum. Ee şimdi napacaktık? Ne bok yiyecektin ha Turgut...
''Kiminle geliyor?'' diye mırıldandım bacaklarımı bağdaş yaparken. Ömer elindeki spor ayakkabılarımı yanıma koyup sessizce oturdu. Kısa siyah saçları karanlıkta daha koyu gözüküyordu. Koyu kahve gözleri bana döndüğünde kafasını hafifçe yana eğdi.
''Seni hiç anlamıyorum.'' Sırıttım. Beni anca benim gibi mükemmel varlıklar anlardı ulan... Örneğin ben...
Sırıtmamla kafasını iki yana sallayarak cevap verdi ve önüne döndü. ''Aziz kaçacağından endişendi ve seni tutmamı istedi. '' Alaycı bir gülüş atıp önüme döndüm ''Kaçacak olsam sizin yanınıza oturup içmezdim. Zaten ev kaç dakikalık uzaklıkta oğlum...''
''Sen rakı dışında pek içmezdin. Ne derdin var?'' Tip tip suratına baktım. ''Şarkıyı götünle mi dinledin Ömer?'' Kaşlarını çatıp bana baktığında ''Ömer la, uğraşma şununla. Suya götürüp susuz getirir bu it seni!'' sesi kulağıma çalındı. Gerizekalı keko mahalle kardeşlerimize döndüğümde semt oturuşu yaparak duran Ahmet'e memnuniyetsiz bir bakış attım. Allah keşke benden iki üç IQ alıp bunlara verseydi. Bu sayede ben de bunlara katlanmak zorunda kalmazdım...
''Tadım kaçtı bak...'' Ömer gür bir kahkaha atıp kumlara uzandı. ''Çocukken buraya geldiğinde ecnebi diyip sana bulaştığımız günler için özür başkan.'' dedi gökyüzüne bakarken. Bakışlarım yüzünde dolanırken kemikli burnunun ucunu kaşıdı ve ellerini başının altına koydu. Kafamı yana eğip boş boş baktım.
''Bakma öyle lan, korkutuyorsun.'' Gözümü devirip yarı karanlık gökyüzüne baktım tekrardan. Ebesine kadar uzanıyordu aha bu gökyüzü, peki ya ne işime yarıyordu anasını satayım? Ben niye bu dünyada sürekli karşılaşmamam gereken insanlarla karşılaşıyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES BİLE ALMADAN (GAY)
فكاهة(TAMAMLANDI)➰ Ellerim kondom kutusuna giderken arkamdan ''Çüşş amına koyayım çüşş'' sesi geldi. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Arkamı döndüm. ''Hayırdır birader ?'' dedim yüzüne arsızca bakıp. Tek kaşımı kaldırmış şerefsiz edasıyla bakıyordum re...