50. Bölüm ''Ömürlerinde Hiç Kesişmeyecek İnsanlar''

3.2K 270 273
                                    

Sanki dünyanın bir kesişim kümesi vardı ve birileri bir şekilde birbirilerini buluyordu. 

Dışarıdan bakan biri, bu koca masada oturan gençleri ayrı ayrı görse ömürleri boyunca birbiriyle kesişmeyeceğini düşünebilirdi. 

Öyleydi de.

Dünyadaki hangi ve nasıl bir kesişim kümesinde buluşmuştuk bilmiyordum ama bu masada her telden çalan insanlar olduğunu söyleyebilirdim. 

Nilay elindeki yarı dolu rakı bardağını Kamil'e doğru uzatmış gülerek bir şey anlatıyordu. Aynı masada karşılarına oturmuş taze nişanlanacak çift de gülerek onlara bakıyordu. Sohbetleri hoşlarına gitmişti. Hemen yanlarına oturan Soner ise bakışlarını gizlemeye çalışsa bile ara ara Nilay ve Kamil ikilisine bakmadan edemiyordu. İzlendiğini anladığı için birkaç kez benimle göz göze geldi. 

Soner sadece ufak bir baş sallamasıyla bakışlarımdaki anlamı anladığını belirtti. Turgut daha sağlık ocağından dönmeden onunla uzun uzun konuşmuştuk. Hâlâ netleşmeyen şeyler olsa bile eskisine göre daha sakindi. 

Turgut basanın en ucunda oturuyordu, karşısında da hemen Aziz vardı. Aziz içki içmek istememiş, bizim gibi şalgam suyu içiyordu. Alia'ya bakmamaya çalışsam da hemen karşımda oturuyor olduğundan aşırı rahatsız olarak da olsa arada göz göze geliyordum. 

Turgut masanın altından elimi tutuyordu. Parmaklarını sımsıkı sardım. Mekanda en köşede olduğumuz için birinin görmesi imkansıza yakındı, fakat bu ortamda yine de onun elini tutmasam daha kötü olacağımı düşündüğüm için sesimi çıkarmıyordum. 

Aziz yavaşça şalgam suyunu masaya koyarken ''Yani yarın kız isteyeceksiniz?'' dedi Alia'ın anında oturan Soner'e. Soner iç çekerek suyundan bir yudum aldı. ''Mehmet'e kızı istiyoruz ama kim istiyor daha belli değil.'' 

Mehmet onun adının geçmesiyle Kamillere bakma bırakıp Aziz'e döndü. Yeni tanışmış daha olsa onları sevdiğini gözlerinden anlayabiliyordum. 

''Soner'in babası ağa, biliyorsunuzdur.'' Soner'e ufak bir bakış attı. Soner eline aldığı peçeteyi parçalıyordu. ''Biraz sorun çıktı ondan Baran'ın babasını ikna etmeye çalışıyoruz.'' Masada Kamil olduğu için Soner'in evlilik mevzusunu açmamasına minnettar oldum Soner adına. 

Tugrut'tan alaylı bir ses çıktığında ona döndüm. Bu mekana eşofmanla gelmesi bir yana tavırları bile aşırı umursamazdı. Yine de etrafta dönen kaostan keyif alıyormuş gibi duruyordu. ''Sessiz ol delalım.'' dedim kulağına doğru fısıldayarak. Bir tane daha büyük kavgayı kaldırcak psikoloji kalmamıştı bende anasını satayım.

'Amann' dercesine bir yüz ifadesi yaptığında kaş göz işareti yapmamla elini elimden çekip çatalını aldı ve acılı mezelerden birini alarak ağzına attı. Ben de bugün pek bir şey yemediğimi düşünüp çatalımı aldım ve ciğerden bir kaç parça ağzıma attım. 

Midem bulandı. 

Zar zor çiğneyip yuttuktan sonra acılı şalgamdan büyük bir yudum aldım. Anlaşılan yemek yiyemediğim günlere de geri dönmüştük. 

Çok güzel...

Tugrut'un bakışları üstümdeyken Alia'nın sözleri masaya bomba gibi düştü.

''Turgut az bak sevgiline. Aman yani, burası doğu. Bir yerden leşiniz çıkar.'' Turgut sözlerin ardından çatalanını masaya bıraktığında ''Sen sesini kesmezsen evet, leşimiz çıkar.'' dedi hırlarcasına. Alia alay dolu bir ses çıkardığında herkes sus pus oldu. Alia yaralı bir hayvan gibiydi. Acısını saldırarak çıkarıyordu.  Turgut'un tepkisine bakmak istemedim.  ''Yeter Alia. Babası bile karışmıyor. Kabullen artık.'' dedi Aziz sessizliği bozarak. 

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin