38. Bölüm ''Dokun Bana''

7.1K 322 145
                                    

bölüm sadece +18 rahatsız olanlar okumasın lütfen. Önemli hiç bir şey olmuyor.

Turgut'u iyice kendime yaslayıp elindeki anahtarı aldım ve evin ışıkları yanmadığı için yavaşça kapının yuvasına yerleştirdim. Biraz daha omzuma gömülmesiyle durdum öylece. Saatlerdir ağlıyor oluşu mu bu hale getirmişti ikimizi, yoksa beni aldığım ilaçlar mı şimdi etkiliyordu anlamıyordum. İç çektiğini duyduğumda omzuma yaslanmış kafasına derin bir öpücük kondurdum. Kumral dalgalı saçları burnumu gıdıkladı.

''Hadi gel.'' diye fısıldayıp kapıyı açtığımda eğilip ayakkabının bağcıklarını çözmeye başlamıştı. Sessizce içeriye girerken bu geceyi nasıl düşünmem gerektiğini bilemedim. Onunla gülerken, ağlarken her şey çok farklıydı.

Elimi eline kaydırıp sımsıkı tuttum ve ardımızdan kapıyı sessizce kapattım. Karanlıkta ilerlerken kapalı salon kapısı usulca açıldı ve Aziz kafasını uzattı. Koyu kıvırcık saçları karanlıkta iyice tuhaf gözüküyordu.

''Herkes uyuyor. İyi misiniz?'' Bakışları benim gözlerimden Turgut'a kaydığında Turgut'un ifadesiz yüzü bir şey anlatmasa da şişmiş gözleri her şeyi açıklıyordu. Aziz bu haline bir şey demeyip ''İyi geceler.'' diyerek geri girdi salona ve sessizce kapıyı kapattı.

Sessizlikle beraber soğumuş olan odaya girdiğimizde perdeler açık olduğu için sokak lambasının ve dolunayın yaydığı ışık odayı loş hâle getirmişti. Perdeleri kapatmak için gittiğimde Turgut kolumu tutup durdurdu beni. ''Açık kalsın.'' diye fısıldadı sadece. Çatallı çıkan sesinden dolayı içim burkuldu. Yüzündeki ifadeyi tam seçemesem de usulca elini benden çekti. Üstümdeki kazağı çıkarttığımda hissizleşmiş vücudum soğuğa rağmen az da olsa ürperdi. Kazağı çalışma masasının üstüne fırlattım.

Önümde yavaşça gömleğinin düğmelerini açmaya başladığında ellerinin titrediğini görmemle elimi elinin üstüne koydum. ''Ben yaparım.'' Fısıltım aramızda usulca kayboldu. Düğmeleri yavaş yavaş açarken hissettiğim çekim yüzünden yutkundum. Sanki aramızda gizli bir akım vardı birbirimize çekip duruyordu. Çatırtı seslerini duyabiliyordum...

Son düğmeyi de açtığımda Turgut'ın gözlerine diktim gözlerimi. Usulca bana yaklaşan bedenle derin bir nefes almaya çalıştım. Kalbim kontrol edilemez bir şekilde hızlanmaya başladığında elimin titrediğini hissettim. Sıcak nefesi dudaklarıma değdiğinde karşısında titredim. Elimi gömleğinden çekip yüzüne doğru götürdüm ve elime batan sakalların hazzıyla kendimden geçmemek için zor durdum.

''Turgut.'' diye inledim ağzına doğru. ''Dokun bana...'' diye fısıldadı sadece. Fısıldayışı tüm bu zamana kadar kendimi tutuşlarımı yıktı. Elim omzuna doğru gidip gömleği üstünden yavaşça çıkartırken bana yardım etti.

Alt dudağına minik bir öpücük kondurduğumda nefesinin kesildiğini duydum. Önümde titriyor oluşunu alt taraflarımda felaket bir zonkalama oluştursa da aceleye getirmedim hiçbir hareketimi. Gömlek yere düştüğünde yavaşça kazağının uçlarından tutup yukarıya doğru çektim.

Beyaz lekesiz teni loş ışıkta gözümü aldığında yutkundum. Hayatımda böyle bir güzellik görmüş müydüm?

Kazak da gömlekle aynı kaderi paylaştığında usulca onu yatağa doğru ittim. Usulca yatağa uzanan ve saçı daha çok dağılan adamla ellerim yumruk oldu.

''Emin misin?'' dedim son sabır kırıntılarımla. Önümde yarı çıplak uzanan vücudu, dalgalı karışmış saçları ve o gözlerindeki ifadeye karşı çıkmak zordu. Çok zordu...

Usulca gözünü yuman Turgut'la üstüne doğru gittim ve yavaşça dudaklarımızı birleştirdim. Alt dudağını dudaklarımın arasına sıkıştırmamla ufak bir inleme duydum ve sertçe alt kısmımı ona doğru iteledim. Turgut'un eli saçlarımı bulup çekiştirdiğinde ''Siktir...'' dedim. ''Siktir çok güzelsin.''

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin