"Son Dem"

4.9K 246 121
                                    

Gasteci - Vera

Deniz dalgayı oluşturur, yutturur seni karanlığa.

Karanlık sarar seni, yok eder aydınlığı bir anda.

Ünlü şairler yazar şiirler bir deniz uğruna.

15 yaşında bir çocuk halimle yürüyordum aklımdaki satırlarla. Dedemle babaannem beni bekliyordu, biliyordum.

Yürüdüm, yürüdüm...

Çok yürüdüm o yokuştan,  2 yıldır her cumaları yürüdüğüm gibi.  Fatsa'dan Yalıköy dolmuşana bindiğim gibi her cumaları benzerdi benim için.

Hava kapalı ve nemliydi, soğuktu da.

Bu belki de karadenizin bana yaptığı en büyük kalleşlikti. 

Soğuğu sevmezdim ben ulan.

Dönemeci dönüp birinci kattaki Azizlerin evini geçtim yandaki merdivenlerle. Üst katta işte bekliyorsu kapıda çiçeklerini bu yağmurşu havalarda bile sulayıp sonra neden soldu diye üzülen kadın.

Bana bakışları sevgi dolu muydu düşünülürdü ama her sakarlığımda düşürdüğüm saksıları yüzünden çomakla dayak yediğim kadın bana baktı usulca.

"Naber cağnım?"

"Geç içeri serseri." Diyip suladığı saksıyı usulca merdiven sonuna yerleştirdi. Sanki her seferinde benim devirmem için usulca yerleştiriyordu.

Güldüm bu haline. Bazı insanlar iletişim kurmayı bilmiyordu. Birbirini kırarak üzerek seviyordu.

Aynı benim gibi.

İçeri geçtiğimizde sıcaklık beni mayıştırmak dışında diken üstünde tutmaya yetmedi.

Dedem usulca televizyon karşında oturmuş yüzüme bakıyordu.

"Gittin mi bakayım cumaya sen?"  Yüzümde bir gülüş oluştu.

"Tahminen ne kadar süre sonra sormayı bırakırsın dede?"

Çarpık türkçem dışındaki bir sorun ise dedemin her zaman beni müslüman yapmaya çalışmasıydı. Biliyordum dini, annem öğretmişti.

Gürcü bir kadının bana durduk yere Müslümalığı öğretmeyeceğini bilecek kadar da aklı selim bir adamdım.

Ya da değildim. Kim bilir?

"Mezara girdiğimde bile soracağım kereta sana... Hiç merak etme sen!"

Gülerek kafamı iki yana sallayıp montu koltuğa attım. "O zaman gittiğimi duymuş olman yeterli olur bu sefer?"

Yaşlı adam şokla çarpılırken babannemin halimize güldüğünü görebiliyordum.

Üstümdeki lise gömleğine bir bakış atıp "Çıkart üstünü de yemeğini ye."  Dedi diğer taraftaki masaya tabak koyarken.

"Hay hay cağnım beğnim."

Yüzünü buruşturup ilerleken gömleğimi dedemin şok halinin önünde çıkardım. Şokta olmasaydı belki de azarlardı.

"Zaten senin gibi bir çocuk nasıl başımıza kaldı bilemem... Şükür ama yaratana..."

Türkçem ne kadar zayıfsa o zaman dediklerini algılayamamıştım.

Fakat şimdi düşünüyordum da babaannem kuzenlerime rağmen beni cidden çok severdi.

Sahne değişti.

11. Sınıf ortası genç bir adamdım. Cılız sayılacak vücudumla kravatımı bileğime doluyordum.

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin