43. Bölüm ''Gerçeklik Algısı''

3.9K 302 186
                                    

Karşımda durmuş bakışlarını yere indirmiş adama baktım.

Tanıyor muydum bu adamı? Turgut Akın nasıl biriydi?

Yeşil gözler gözlerimle buluşurken ''Ağlama.''dedi sert bir sesle. ''Sen ağla diye susup kendimi paralamadım ben.'' Sona doğru sesi artarken elimi iki yana açtım. ''Senin beni düşünme tarzın bu mu?'' Çatlayan sesimi tanımakta zorlandım. Bana ne yapıyordu böyle?

Dudaklarını yalayıp kurtuluş yolu ararmış gibi bakışları benim dışımda her yerde dolaştı. ''Bak.'' elleri saçları arasında dolandı. ''Sana seçim şansı sundum.'' Ellerim yumruk oldu. ''Neyin seçimi amına koyayım?'' Sesim tüm sinirimi kırılmışlığımı yansıtıyordu.

''Beni sevdiğini görebiliyorum ama bu durumdayken mantıklı düşünemediğini de görüyorum.'' Yeşil gözlerinde farklı bir bakış vardı. ''Ona karışmama kararı verdim çünkü seni elde edecekse ve sen de ona gideceksen gitmelisin. Ama tek bir şartım vardı.'' Yutkundu. ''Üzmeyecekti.'' Bana bir adım attı.

''Anlaşmayı bozdu. Artık sen bile onu istesen, seni ona vermem.'' Bir adım daha attı. Yeşilleri alev alevdi. Yanağımdan akan göz yaşı boynumdan içime doğru süzüldü. Ilık ıslaklık soğukla karıştı. ''İkinize de verdiğim son şanstı.''

Eli ıslak yanağımı buldu. Kafasını hafifçe kaldırmış bana bakıyordu. ''Benim sabrım ve merhametim bu kadar Baran.''  Yanağımı avucunun içinden kurtarıp geri çekildim.

''Benim tanıdığım adam böyle saçma sapan şeyler yapmaz.'' Turgut'un yüzüne ufak bir gülümseme oluştu. ''Sana bir hayat borçluydum ve kendin seç istedim. Senin için savaşmadım, savaşmayacaktım da. Yani seni o hale getirene kadar.''

''Ne saçmalıyorsun?''diye soludum. Algılarım kapanmıştı sanki ve ben bir halt anlamıyordum. Ne diyordu, neler oluyordu...

''Kapıyı açtığında nasıl gözüküyordun biliyor musun?'' Alaylı bir ses çıkardı. ''Ben, sen bu hallere düş diye böyle yapmadım.'' Sinirliydi. Çok sinirliydi. ''Kolay mı sanıyorsun? '' Bakışlarıyla isyan ediyordu. Yüzü anla diye bağırıyordu. ''Lan ben sana tapıyorum neredeyse...'' Öyle bir baktı ki olanları unuttum o an. Ne için tartışıyorduk ve neden bu haldeydik... Bunlar yoktu...

''Beni aradığında şaşırdım başta. Çünkü bana her şeyden çok emin geldi.'' Yandan bir bakış attı bana yatağa çökerken. ''Seni tanıyor....'' Derin bir nefes alıp iki elini başına yasladı ve dirseklerini dizlerine yükledi.

''Yanındaysa beni sonra ara dedi. Hatta şöyle giriş yaptı. 'Ben Faik Sezgin, Baran'la olanları biliyorsundur. Onu tanıyorum anlatmıştır''' Elini yüzüne indirdi. ''Başkasından dinlemek çok tuhaftı ama güldüm. Güldüm çünkü beni alt edebileceğini düşünen salağın tekiydi. Başta yapmayacaktım. Yanındaysa müsait olduğunda ara dedi ve tamam dedim.'' Derin bir nefes aldı ve buğulu gözlerini bana çevirdi. Ayaklarımda güç kalmamıştı. Yanına çöktüm. ''O sabah-'' dediğimde sözümü kesti. ''Evet babamla alakalı dediğimde yalan söyledim.''

Dudaklarımı yaladım. ''Yemekteki o alaylı tavırlı soruların?'' Kafa salladı sadece. Aptallığıma güldüm. Gerçek bir aptaldım... Gülüşümle elleri yüzüme doğru yaklaştı. Dokunuşu içimi titretti.

Elini yüzümde gezdirdiğinde ıslaklık hala orada duruyordu. Bu sefer yüzümü çekmedim. Usul usul yanaklarımdaki ıslaklıkları silip alnını alnıma yasladı. ''Seninle yattığım gece...'' dedi usulca. ''Hayatımın en acı dolu ama en güzel anlarından biriydi. Annemden sonra oluşan boşluk dolmuştu sanki. Senin sevgin ve varlığın...'' Sanki sonlara doğru anlatmaya gücü yetmez gibi bir hali vardı. Gözlerimi sımsıkı yumdum.

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin