Karşımda kanepede düşünerek çay içen Mehmet'e baktım. Ordu'da olanları anlattığımdan beri sadece düşünüyordu.
Soner evden çıktıktan sonra Mehmet eve geri gelmişti çünkü Soner onu almadan basıp gitmişti. Turgut telefonuyla uğraşırken bizim ruh halimizden tamamen farklı bir ruh halindeydi.
Rahattı. Fazlasıyla rahat.
Onun bu rahatlığı biraz sinirimi bozsa da 'civciv' diye seslendiği birinin durumuna göre böyle tepki vermesi rahatsızlıktan çok şaşırtıyordu. Gerçi diğer bir tarafta kardeşim dediği 'Kamil' vardı. Turgut'un düşünce yapısını hiçbir zaman anlamadığım için sesimi çıkarmadım. Tek bildiğim kötülüğünü istemeyeceğiydi.
''Şimdi.'' diyerek kafasını çaydan kaldıran Mehmet'e baktım. '' Ben hiç senin gibi tepki verdiğini görmedim.'' dedi gözlerime bakarken. İstemeyerek de olsa kaşlarımı çattım. Kaşlarımı çatışımı bir kaç saniye sessizlikle izledi. O sırada Turgut'un eli telefonun üstünde donmuştu.
Evet şimdi ilgisini çekmiştik.
''Lise üçteyken bir kere seni fark etmiştim ama bilirsin ki'' Kanepede dikleşti. ''Soner'le çok fazla zaman geçirdim ve Soner'in bunu saklayacak kadar zeki olduğunu sanmıyorum.'' Çenemdeki kaşınan sakallarımı sıvazladım. Haklıydı. İŞte sorun burada başlıyordu. Ben bile bir erkeğe düşmüş olduğunu kabullenemiyordum.
''Bazen her şey bu kadar erken ortaya çıkmaz. '' dedi Turgut telefonu köşedeki masaya koyarken. ''Soner'in durumunu düşünürsek, Baran'la birlikte biseksüel veya gay kavramı hayatına giriyor. 22 yaşında.'' Yaşına baskı yapmasını anlamdıramadım.
''Bu zamana kadar size dayatılmış yetişme biçimi ve tarzını düşünürsek biseksüelliğini içten içe baskılıyordu.'' Başıyla beni işaret ederek konuşmaya devam etti. ''Zihni bunu Baran'la kabullenip normalleştirdiği için kimliği şimdi ortaya çıktı. Tabi koşulların da uygun olması lazım.'' Son söyledikleriyle birlikte sırıtmaya başladı.
''Seveceği ve cinsel anlamda etkileneceği zevkine uygun biri.''
Mehmet kaşlarını çattı. ''O sarışın sever. Hayatında ilk defa koyu saçlı birini sevdi, o da Baran'ın kardeşi.'' Bunu duymak hoşuma gitmedi. Zaten içten içe iyi ki izin vermemişim demeden edemiyordum. Tabi şartlar değişebilirdi fakat gerçekten Elif'i seviyor olsaydı Kamil'den hiçbir koşul altında etkilenmezdi.
Turgut'tan ''Hah'' diye bir ses çıktı.
''Siz gerizekalılar hep en çok kapılmaya korktuğunuz insanlardan uzak durursunuz zaten.'' Dedikleri kafamı karıştırırken tek Soner'i kastetmiyor aynı zamanda da Kamil'i kastediyordu sanırım. Turgut'un lafı kime çarptığını çoğu zaman anlamakta zorlanıyordum. Belki de bana da çarpıyordu? Kim bilir...
''Sen neden böyle değildin?'' Mehmet çayı dudaklarına götürürken sanki Turgut'u anlamaya çalışıyordu. Alayla sırıttım. ''İflahımı kuruttu Mehmet. Sence değil miydi?'' Turgut yüzüme alayla baktı. ''Ben cinsel yönelimim hakkında bir kere bile komplekse girmedim. Girsem zaten benliğime tamamen ters olurdu.'' Kaşlarımı çattım. ''Ben yaradanı severim beni yarattığı için. Sen düşün orasını.'' Mehmet duyduklarından sonra gülerken 'Haşa' diyerek zar zor konuştu.
''Ben miydim sevemem diyen? '' Tugrut'un yüzünde minik bir gülümse olurken Mehmet gülmeyi bırakmış tenis maçı izler gibi kanepenin iki ucunda oturan bizi izliyordu. Şimdi de elin oyuncağı olmuştuk zaman geçirtiyorduk anasını satayım.
''Sen çok yanlış anlamışsın olayı cağnım beğnim. '' Kanepe üzerinde emekleyerek üstüme doğru geldiğinde sırtımı iyice kanepeye yasladım ve yutkundum. Dibime kadar girdiğinde ''Yaşadığını sandığım yaşam tarzın bana uymuyordu.'' Yüzüme doğru fısıldadığında kucağıma doğru çıkmasıyla Mehmet öksürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES BİLE ALMADAN (GAY)
Humor(TAMAMLANDI)➰ Ellerim kondom kutusuna giderken arkamdan ''Çüşş amına koyayım çüşş'' sesi geldi. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Arkamı döndüm. ''Hayırdır birader ?'' dedim yüzüne arsızca bakıp. Tek kaşımı kaldırmış şerefsiz edasıyla bakıyordum re...