Keyifli okumalar💙
U T K U
Orta Dünya'yı severdim.
Yüzüklerin Efendisi'nin diyarından bahsediyorum. Tolkien'in yarattığı o büyülü dünyada kitapları ve filmleriyle seyahat etmek bana hayattaki pek çok şeyden daha güzel geliyordu.
O büyülü evrendeki gibi bir yüzük olmasa da gerçek dünyada benimde bir kıymetlim vardı. Yatım Shire. Yüzüklerin Efendisi'ni ve Orta Dünya'yı bu kadar seven bir adam için yatına Hobbit köyünün adını vermesinden doğal ne olabilirdi?
Çocukluğumdan beri denize aşıktım. Bir türlü susmayan zihnim ve omzumdan atamadığım sorumluluklarım denize açıldığım anda son bulurdu. Tatil yapmaya karar verdiğimde Ayvalık'a yatımla gelmek benim için muhteşem bir seçimdi. Engin maviliklerde tek başıma huzur bulacağım birkaç güzel gün planlamıştım. Bir yandan da yapacağımız otel projesini için arazi sahibini ikna edip şirket adına almam gerekiyordu. Aslında bu işle Barış ilgilenecekti. Ayvalık'a gelme konusunda neden olduğunu anlayamasam da fazlasıyla hevesliydi. Ancak Süveyş Kanalı'nda son anda yaşanan bir aksilikten dolayı aksayan işlerimizle ilgilenmesi gerektiğinden bu iş tamamen bana kalmıştı. Sorun yoktu, müşteri ikna etmek daha önce de deneyimlediğim bir durumdu.
Arazilerin sahibi Melih Bey ellilerinin başında, kır saçlı bir adamdı. Sevimli görüntüsü onu ikna etmenin benim için çocuk oyuncağını andırıyordu. Eşi Selin Hanım'la tanışana kadar elbette. Melih Bey eşini tatil vaadiyle Ayvalık'a getirmiş ve sonrasında aslında iş için burada oldukları anlaşılınca kıyamet kopmuştu. Melih Bey'in karısını ikna etmeye çalışan hali bana bir kere daha neden bekar olduğumu hatırlatmıştı.
Diyorum kadınlar karmaşık yaratıklar.
Konuşmamız gereken pek çok ayrıntı olduğu halde yatımın güvertesinde şımarık bir kadının ikna olmasını bekliyordum. "Hayatım en kısa sürede bütün prosedürü halledeceğiz. Söz veriyorum, tatilinin tadını çıkaracaksın."
Ben şaşkınlıkla olanları izlerken Melih Bey hala karısıyla savaşıyordu. "Bana yalan söyledin." Kadın resmen çığlık atmıştı. "Siz iş yaparken ben burada sıkıntıdan öleceğim. Beni burada tek başıma bırakıp gidemezsin."
Milyon dolarlık ihale yokmuşçasına birden tek derdimiz bu oluvermişti.
Selin Hanım'ın bana dönen kaçamak bakışlarından benim kendisinden hoşlanmadığım gibi onun da benden hoşlanmadığını anlamıştım. Bu sahneden sonra Melih Bey'i ikna etmenin sandığım kadar kolay olmayacağını da anlamıştım. Çünkü arazinin bir kısmı bu kadına aitti. Yani Selin Hanım'ı memnun etmek zorundaydık ve benim kadınlarla aram pek iyi değildi. Yine de bir çözüm düşünecektim elbette. Şımarık bir kadının kaprisi yüzünden bu kadar büyük bir işin kaçırılmasına gönlüm razı olmazdı.
Melih Bey nihayet eşini zor da olsa ikna edebildiğinde arazileri görmek için yola çıkabildik. Hem arazileri görecektik, hemde prosedür hakkında rahatça konuşabilecektik. Yine de döndüğümüzde beni neyin beklediğini bilememenin tedirginliğini taşıyordum. Neyse ki bir aksilik olmadan gezimizi tamamlamış ve neler yapacağımızı kabaca konuşmuştuk. Yata geri dönmeden evvel Melih Bey "Eşiminde imzası gerekiyor, onunda hisselerde payı var." diyene kadar her şey yolundaydı. Yani bu kadının rızasına resmi olarak da ihtiyacım vardı.
Çok güzel haberdi gerçekten.
Kara kara ne yapacağımı düşünürken tekneye vardığımızda çok ilginç bir gelişme oldu. Önce teknenin bakım işleriyle ilgilenen yardımcım Hasan Abi yanıma geldi. "Beyim nişanlınız uğradı. Size ulaşamayınca buraya kadar gelmiş. Bu arada hiç haberimiz yoktu, Allah tamamına erdirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Bahar Çiçeği (Tamamlandı)
Romance⭐The Wattys 2021 Genç Kız Edebiyatı Kazananı Sevgili Orion; Başımıza gelecekleri bilsem yine de aynı serüveni yaşar mıydık? Sanırım bu sorunun cevabı her zaman evet olacak. Deli bir tanrıça olduğum gerçeğini asla değiştiremeyiz. Senin sonsuza kadar...