Keyifli okumalar🧡
BAHAR
Sevgili Orion;
Başımıza gelenlerden sonra daha fazla kuytularda kalmamaya karar verişimle birlikte yeni bir serüvenin bizi beklediğini hissediyorum. Bu fikrimden henüz Demeter ve Afrodit'e bahsetmedim. Apollon ise bambaşka bir hikaye... Ona sadece bahsetmem yetmeyecek, kendisini bu fikre ikna etmem gerekecek. Senin kalbine girebilmek içinse Eros'tan yardım istemeyi planlıyorum. Şans benden yana olur mu dersin? Görkemli gümüşi parıltılarım gözlerini alabilmeme yeterli olur umarım. Hayalin yetmiyor Orion, seninle birlikte parlamak istiyorum artık.
Artemis.
"Bahar senin başına gelenler de pişmiş tavuğun başına gelmedi." Ceyda ve Birce ile görüntülü görüşmemizin konusu elbette benim başıma gelenlerdi. Daha doğrusu kendimi Utku'nun sözde nişanlısı ilan edişimle kendi başıma getirdiklerim.
"Emre, Utku'nun nişanlım olduğunu öğrenince çok kötü oldu." Üçümüz lise arkadaşıydık, kızlar Emre'nin bana olan amansız aşkına oldukça aşinaydılar.
"Böylesi çok daha iyi olmuş, " dedi Birce her zamanki mantıklı haliyle. "Emre iyi bir çocuk aslında. Yıllardır senden vazgeçmedi bir türlü. Biraz acı çekecektir elbette ama eninde sonunda hayatına devam edecektir."
"Ne kadar acımasızsın Birce," dedi Ceyda gözlerini devirerek. "Yazık değil mi çocuğa? Hem Utku senin gerçek nişanlın bile değil." Henüz.
Kızlara itiraf edememiş olsam da bu konuda aldığım kararın arkasındaydım. Kendi şansımı yaratarak Utku'nun bana aşık olmasını sağlama niyetindeydim. Bu konuda henüz sağlam bir planım yoktu. Üstelik öncesinde Barış'la konuşmalıydım.
"Kızlar size doyum olmaz ancak uyuyacağım. Yarın Utku kahvaltıya gelecek."
Ceyda kahkaha attı. "Utku aileye girmiş sayılır baksana. Bakarsın oyun gerçek olur. Bende Barış'ı ikna edebilirsem çifte düğün yaparız."
"Ne diyorsun sen Ceyda? Annem ayıp oldu diye çağırdı onu yalnızca."
"Sana inanmış gibi yapacağım güzelim. Bakalım zaman neler gösterecek?"
"Öptüm sizi. İyi geceler." Aceleyle telefonu kapattıktan sonra sevgili planım için neler yapabileceğimi düşünmeye başladım. Utku'yu Bahar'a Aşık Etme Operasyonu: U.B.A.E.O olarak kısaltmaya karar vermiştim. Planımın ilk aşaması muhakkak çok güzel görünmek olmalıydı. Sonuçta bir tanrıçaydım. Artemis'e yaraşacak şekilde parlamalıydım. Rimellerim yanımda olduğuna göre bu kısımda herhangi bir zorluk çekmeyeceğime inanıyordum. İkinci aşama ise Utku'ya rezil olmamaktı. Hatta bunu birinci aşamaya çekmek daha mantıklıydı çünkü anlayamadığım bir şekilde ne zaman karşılaşsak kendisine rezil oluyordum. Bunun yanında bir de ikimizi zor duruma düşürüyordum. U.B.A.E.O başlangıç aşamalarına karar verdikten sonra heyecanla uyuyakaldım.
Sabah alarmın sesiyle yataktan fırlamam bir olmuştu. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabımla dertleşmeye başladım. "Bugün bana ilham vermek zorundasın dolap. Sence ne giymeliyim?" Utku'nun mavi rengi çok sevdiğini biliyordum. Denize aşık bir adamın başka rengi sevmesi beklenemezdi sonuçta. İnce askılı dizlerimin hemen üstünde biten çivit mavisi elbisem gözüme çok uygun göründü. Üzerindeki minik beyaz çiçeklerle bahar esintileri taşıyan elbisemi giydikten sonra aynadaki görüntüden memnun bir biçimde gülümsedim. Yüzümü çok abartılı olmayacak şekilde renklendirirken en sevdiğim rimelimde kirpiklerimle buluşturdum. Saçlarımın doğal dalgalı halini sevdiğimden hafifçe tarayarak hızlıca evden restorana geçtim.
Annem ve babam her zamanki gibi masayı donatmıştı. Babam beni görünce "Bu ne güzellik bahar çiçeğim?" dedi. "Biraz fazla güzel olmuşsun sanki bugün."
"Aşk olsun babacığım. Her zaman güzel değil miyim yoksa?" Yanağına bir öpücük kondurdum. "Her zaman güzelsin." Baba kız romantizmimiz anneannem tarafından bölündü. "Cariye bu ne güzellik? Padişahımız için mi hazırlandın böyle?" Fark etmeyen bir sen kalmıştın Nazlı Sultan.
Babamla birlikte anneme yardım etmek için restoranın mutfağına geçtik. Ancak beş dakika sonra dışarıdan gelen bazı sesler yüzünden aniden bahçeye dönmemiz gerekti. Bahçede anneannemi Utku'ya sarılmış halde bulduk. "Süleyman demek seferden döndün sevgilim. Seni çok özledim." Nazlı Sultan benden önce davrandı anlaşılan. Ben daha bir kere bile sarılamadım Utku'ya.
Zavallı Utku neye uğradığını şaşırmıştı. "Teyzecim Süleyman da kim? Utku benim adım." Anneannem kollarını Utku'dan ayırmadan "Viyana Seferi'nde başına darbe mi aldın sevgilim? Koskoca Kanuni'sin sen. Yoksa adını hatırlamıyor musun?" dedi.
"Kanuni mi?" Utku'nun şaşkın sorusu kahkahalarla gülmeme neden oldu. Bu arada babam anneannemi durdurmaya çalışıyordu. "Nazlı Sultan hadi sen gel Süleyman seferden çok yorgun geldi. Biraz dinlenmesi lazım." diyerek anneannemi içeriye götürdü. Bense yanına doğru ilerleyip "Aslında mehter takımıyla karşılama ayarlamıştık ama yetişemediler," dedim.
"Ben ısırmalı bir karşılama bekliyordum ama bu da oldukça farklıydı. Beni her seferinde şaşırtmak sizde genetik sanırım. Kime çektiğini anladım." Utku bunu söylerken gülmeye başladı. İçimde gülüşüyle tutuşturduğu yanardağdan haberdar değildi. "Anneannem Alzheimer hastası üç yıldır. Biz de sayesinde her gün yeni bir tarihi karakter oluyoruz. Ama tabii deliliğimizin hastalıkla alakası olduğunu sanmıyorum." diyerek durumu açıklarken heyecandan titreyişim anlaşılmasın diye uğraşıyordum. "Bu durumu mantıklı hale getiriyor," dedi gülerken. "Aslında Kanuni olma fikri hoşuma gitmeye başlamıştı."
"Çok alışma istersen. Birazdan içeriden geldiğinde Konstantin ya da Jul Sezar bile olabilirsin. Mesela ben daha dün Ramses'tim. Bugün hareme yeni cariye ilan edildim." Son söylediklerime birlikte uzun süre güldük.
Annemle babamın son hazırlıklarını bitirip masaya gelmesiyle kahvaltıya başladık. Annemle Utku geçmiş anılarından ve Utku'nun ailesinden bahsederken bende sessizce onları dinledim. Annemin Gürsoylarla çalışması hepimizin hayatını değiştirmişti. Yüreğimin rotası bu sayede Utku'yu bulmuştu. Utku iş dünyasındaki başarıları ve bilgisiyle annemi etkilerken, Özdemir Asaf'a olan ilgisiyle de edebiyat öğretmeni olan babamın kalbini fethetmişti. Boşalan çayları tazelemek için annemle mutfağa geçtiğimizde "Hiç değişmemiş Utku," dedi. "Her zaman aklı başında ve efendi bir çocuktu zaten. Hala çok beyefendi üstelik çok yakışıklı bir genç adam olmuş." Annemle babamın Utku'ya bakışları onu ne kadar beğendiklerini anlatmaya yetiyordu. Demek ki genlerimizde Utku'yu beğenmek de deliliğimiz gibi nesilden nesile geçiyor.
Annemle masaya döndüğümüzde Utku'nun telefonu çaldı. Cevapladıktan sonra hepimize kahvaltı için teşekkür etti sonra da gitmek için izin istedi. "Bahar bir dakika konuşabilir miyiz?" Kapıya kadar kendisini geçirirken konuşabileceğimizi söyledim. "Selin Hanım ve Melih Bey son kez yanıma uğramak istediler. Senden son bir iyilik istesem? Bana eşlik eder misin? Söz veriyorum çok uzun sürmeyecek."
"Tamam," dedim hevesle. Utku'nun sahte nişanlısı olmayı bile sevmeye başlamıştım. "Ben çantamı alıp hemen geliyorum." Anneme kısaca durumu özetledikten sonra çantamı aldım. Utku'yla marinada yatının olduğu yere doğru yürümeye başladık. "Bahar, sahi sen ne iş yapıyorsun?" Adımı ne kadar güzel söylüyordu. Adımı her söyleyişinde kalbimin mevsimi ilkbahara dönüyordu ve kollarımla onu sarmamak için kendimi zor tutuyordum. "Büyük bir kozmetik firmasında satış pazarlama uzmanıydım. Yani bir ay öncesine kadar öyleydi. Şimdiyse işsizler ordusunun şerefli bir üyesiyim." Ve yine onu güldürmeyi başarmıştım. Utku yata ulaşana kadar benimle ilgili birkaç soru daha sordu. Bu kadar yıl sonra başıma gelenlere hala inanamıyordum. Utku Gürsoy yanımda yürüyor ve beni tanımaya çalışıyordu. Nihayet!
Selin Hanım ailemdeki istenmeyen damat olma durumunu çözmüş olmamıza çok sevinmişti. Birlikte Selin Hanım ve Melih Bey'le kahve içtikten sonra onları uğurladık. İşimiz bittiğinde Utku beni iskeleye kadar geçirmek istedi ve "Bahar tekrar çok teşekkür ederim," dedi. Ona cevap vermek için ağzımı açtığım sırada tanıdık bir sesin "Artemis!" dediğini duydum. Yüzlerce kez yaşanmış bu diyaloğun sonunda yapacağım şey belliydi. "Apollon!" diye haykırdıktan sonra hiç düşünmeden koşarak kendimi Barış'ın kollarına attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Bahar Çiçeği (Tamamlandı)
Romance⭐The Wattys 2021 Genç Kız Edebiyatı Kazananı Sevgili Orion; Başımıza gelecekleri bilsem yine de aynı serüveni yaşar mıydık? Sanırım bu sorunun cevabı her zaman evet olacak. Deli bir tanrıça olduğum gerçeğini asla değiştiremeyiz. Senin sonsuza kadar...